Bugün Hangi Parfümü Kullandım?

Extreme Speed, Michael Kors

Koku profili, kağıt üzerinde okuyunca buruna farklı geldiği için merak edip koklamak istediğim bir parfümdü, bugün de kendisiyle birlikteydik.

Açılışı kağıt üzerinde neyse o; selvi var, kakule yerinde, Jo Malone Wood Sage & Sea Salt’taki, geçen günler kullandığım Ferrari Noble Fig’teki ada çayı hemen burada.

Bence kokuda ilginç olan, ferah parfümlerin genelde açılışlarındaki klasik jenerik turunçgil kullanımının olmayışı. Açılışlarda turunçgil kullanımı o kadar yaygın ki o kadar kanıksanmış ki ciddi bir sitruslu koku almadığımız sürece, kokuda var olsa dahi varlığından söz bahsetmediğimiz bile olabiliyor. Ama buradaki açılışta gerçekten turunçgillerden eser yok. Hani “kitabı ortadan konuşmak” deyimi vardır ya tıpkı bu koku da öyle. Parfüm, söylemek istediklerini direkt korkmadan, çekinmeden, cesaretli bir şekilde söylüyor. Kokuyu burnunuza ilk aldığınızda adeta kitabı ortadan okuyorsunuz. Ben, kokuyu ilk kokladığımda koku burnuma vurur vurmaz direkt sanki bir parfümün orta veya dry-down bölümündeymişim gibi hissetmiştim.

Açılışı bence kötü değil ama ben, kokunun en çok orta ve son bölümlerini sevdim. Orta bölümde menekşenin verdiği çiçeksi bir güzellik olsa da kokunun en kilit yönü, ruhu: tarçın-kişniş ve tolu balsamı birlikteliğini sunan ağacımsı kokusunda gizli. Baharatlı-ağacımsı koku grubunda yer alan bu parfümün yanına balzamik kelimesini de ekleyince kokuyu en kısa şekilde özetlemiş oluyoruz: Baharatlı-balzamik-ağacımsı.

Kokunun kalbindeki tarçın, kişniş gibi baharatları biraz dip notalardan gelen tatlılıkla beslemek gerekir ki bu, baz bölümündeki tolu balsamı ile harika bir şekilde gerçekleştirilmiş. Tarçın-kişniş baharatları ile tolu balsamının kararında tatlılığı ile ortaya çıkardığı etki ise: Kokuda sürekli koklama istediği uyandıran bir tat. Tüm bunlar da selviden sonra gelen sedirle birlikte paçulinin de hissedildiği ağacımsı bir tabanda gerçekleşiyor…

Michael Kors’un Extreme Serisinin 2018 çıkışlı bu parfümü satmaya yönelik olmayan özgün açılışı, hoş çiçeksi dokunuşu, başarılı baharatlı-balzamik yönüyle farklı, güzel bir ferah-ağacımsı parfüm. Kendisiyle tanışmaktan mutluluk duyduğum ve koku hafızamda şimdiden yer edinen iyi niyetli bir çalışma.

extreme_speed_eau_de_toilette.jpg

Not: Parfümün reklam çalışmalarındaki tekne-deniz teması dikkat çekse de kokusunda bu temaya dair bir unsura rastlamadım. Sanırım "hız teknesi"nin çizdiği "hız" imgesi ile parfümün adında geçen "hız" ile bir bağlantı kurulmak istenmiş olabilir...
 
Dün @rasta82 ergunabiden hediye gelen reckless ve min newyork momento denedim. Önce bir gömdüm ernet diye momento yu ancak ergun abinin dediği gibi oturunca bir güzelleşti parfüm. Reckless'a söylenecek bir söz yok. Şipresi enfes.
 
Creed Aventus 19U11 denedigim en vasat aventustu ne meyveli ne dumansi baya ciceksi geldi performans zaten beklemiyorum

RNE-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Horizon, Guy Laroche (Vintage)

Ben, 1993 tarihli bu kokuda bir markanın hayatta kalma çabalarını, can çekişmelerini, çocuksu umudunu, umutsuzluğunu, manik-depresif karma ruh halini, adeta fırtına gibi estiği 80'lere duyduğu özlemi görüyorum... Bu bir nostalji.

Özellikle dikkatimi çeken baz bölümü, bana yer aldığı deniz/marine konseptine göre fazla güçlü ve, ve... Burada doğru kelimeyi kullanmak zor. Muhafazakar mı demeliyim, old school; eski ekol mü demeliyim, yoksa unique diye tabir edilen türkçesi "eşsiz" kelimesini mi kullanmalıyım... Bazen tam emin olamamakla birlikte en azından şuan bulunduğu konsept içerisinde kokusunun bana net bir şekilde özgün geldiğini söyleyebilirim.

"90'lardan 80'lere atılmış nostaljik bir bakış" olarak resmettiğim bu parfümün çamsı kokusunun altında yer alan deri, meşe yosunu, deniz tuzu, paçuli, amber, sedir, sandal, miskten oluşan baz bölümü diğer yabancı yorumcular tarafından da bazı yönleriyle Jacques Bogart One Man Show (1980), Paco Rabanne Pour Homme (1973) gibi parfümlere benzetilmiş. Bu iki parfümü koklama şansım olmadı ama çamsı kokusunun altında yer alan baz bölümü sebebiyle One Man Show'a, meşe yosunu kullanımı sebebiyle de PR Pour Homme'a benzetilmiş olabilir.

Çok kompleks bir sucul parfüm olan bu parfümdeki meşe yosununu (zaten normalde de çok bağıran bir nota olmadığından dolayı) algılamak için kokudaki suyun biraz durulmasını beklemek gerekiyor. Bu parfümü kullandığım ertesi günü, benim t-shirt'ümde kalan kokusu adeta ormanlık alanın ıslak zemininden gelen kokusu gibi çok güzel kokuyordu. Bu da meşe yosununu işaret eden bir koku.

Şaşırtıcı baharat kullanımı, aldehitlerin verdiği güç ve parlaklık, çiçeksi, buzul-mentollü yönü, içerdiği özgün deniz yorumu vb... Aslında kokuda bahsedecek daha çok farklı yönler var. Kokusunda keşfedilmeye bekleyen çok farklı kokular var, koklamak istersen... Çok hikayesi var, eğer kokuyu dinlemek istersen...

sovietwave.jpg

Eğer bu kokuyu somut bir yapıyla ifade etmem gerekseydi kuşkusuz bu; Rusya'nın Kamçatka Yarımadası'ndaki eski bir balıkçı köyü olan Kirovsky'de Sovyet Dönemine ait terk edilmiş beton bir apartmanın deniz kenarındaki kalıntıları olurdu.
 
Son düzenleme: