Yılmaz hocamın dediği bence bilim karşıtlığı gibi değil. Olayın insanî çıkar boyutu. geçmişten beri bilim adına bir çok ülke asla halk ile paylaşılmayan bazı deneyler de yapıyor. ortaya çıkanlardan misal 731.birim. Yapılan şey pekala bilime müthiş katkılar sağlamış ama etik ile insanlık ile bağdaşmıyor. Şuanda bilimin görünen yüzünde okutulan etik kuralları da var tabi. ama gerçekten emin miyiz en diplerde bu kurallara riayet edildiğinden? geçmişte insanlar kendileri veya milletleri için veya her ne çıkarları var ise savaşlarda birbirini öldürüyordu, insan fıtratı değişmediyse şuanda yöntem başka olsa da pekala aynı şeyi ilmî güçleri de var ise daha rahat yapabilirler. Tarih her asırda insan adına kan ve vahşet ile dolu. Bu birkaç asırda gerçekten insanlar melekleştiler mi? ben hiç zannetmiyorum. daha da şeytanlaştılar. bilimi bilim için yapanlar var olduğu gibi kendi milletlerinin çıkarları için kötüye kullananlar da olacaktır. bu ortamda güvenememek demek, ilme bilime güvenmemek değil, insanların dost mu düşman mı olduğunu bilememekten kaynaklı bir güvensizlik. evet milyon tane komplo teorisi var, hem sırf ünlü olmak adına zibilyon tane uydurma yalan söyleyen doktorlar da var. ama bu safsatacıların aldatıcı sözleri, diğerlerinin güvenilirliğini kanıtlayan bir unsur mu? bunu bilmemiz nasıl mümkün olabilir.