Bugün Hangi Parfümü Kullandım?
- Konbuyu başlatan FaMant
- Başlangıç tarihi
Guerlain Habit Rouge Dress Code 2015
Dün haftayı Lyric ile açınca bu hafta güllüleri kullanayım dedim ve çok sevdiğim bir çalışma olan Habit Rouge'un 2015 versiyon Dress Code'unu kullandım sınırlı sayıda üretilen Dres Code Edp' ler 2015,2016,2017 ve 2018 de 4 farklı şişe tasarımı ile üretildi bir tanesi hariç ( 2017 ) hepsini denemiş biri olarak şişelerin farklı renklerde, kokuların ise hemen hemen aynı olduğunu söyleyebilirim sadece tatlılıkları ilk çıkandan son çıkana doğru bir tık arttırılmış o kadar bunun dışında herhangi bir farklılıkları söz konusu değil.
Klasik Habit Rouge koklayanlar bilir hem vintage şişelerinde hem de yeni şişe edt ve edp ünde özellikle açılış kısmında tozlu narenciyeli hafiften de nostaljik bir hava hakimdir kimilerine eski kafa gelen bu açılışı Dres Code'lar da törpülemiş Thierry Wasser ve bu kısma gül eklemiş yine narenciyeler hissediliyor fakat sıkar sıkmaz çok sıcak yapıda olmayan kırmızıdan ziyade daha çiğ daha soğuk kokan pembe bir gül var ve bir hayli belirgin bu anlamda gül sevmeyenleri özellikle açılış kısımları rahatsız edebilir Dres Code'un.
Bazı kullanıcılar Dres Code'lar ilgili yorumlarda tatlılığından şikayet ediyorlar fakat tatlı kokular ile pek arası olmayan beni hiç rahatsız etmiyor açıkçası tabi ki de 1965 çıkışlı ilk versiyon da ki narenciyeler ve doğallık yok fakat bu parfümün 50 sene sonra çıkan bir flanker olduğunu unutmamak lazım kaldı ki parfümde kullanılan vanilya ve tonka kesinlikle kaliteli ve rahatsızlık vermiyor, açılışında ki o gül hakimiyeti son bulunca markanın başka bir kokusu LİDGE dekine benzer bir paçuli ile birlikte sahne alıyorlar ve tenden ayrılasına kadar bu hafiften çikolatamsı tatlı hava devam ediyor.
Guerlain kalitesine yakışır düzeyde olan Dres Code'u bir dizaynır olarak görmemek lazım hem kullanıcıya hissettirdikleri olsun hem de malzeme kalitesi olsun kesinlikle bir niş havası var belki başlangıç kısımları harici çok saldırgan bir yapısı yok fakat kalıcılığı bir hayli başarılı.
Dün haftayı Lyric ile açınca bu hafta güllüleri kullanayım dedim ve çok sevdiğim bir çalışma olan Habit Rouge'un 2015 versiyon Dress Code'unu kullandım sınırlı sayıda üretilen Dres Code Edp' ler 2015,2016,2017 ve 2018 de 4 farklı şişe tasarımı ile üretildi bir tanesi hariç ( 2017 ) hepsini denemiş biri olarak şişelerin farklı renklerde, kokuların ise hemen hemen aynı olduğunu söyleyebilirim sadece tatlılıkları ilk çıkandan son çıkana doğru bir tık arttırılmış o kadar bunun dışında herhangi bir farklılıkları söz konusu değil.
Klasik Habit Rouge koklayanlar bilir hem vintage şişelerinde hem de yeni şişe edt ve edp ünde özellikle açılış kısmında tozlu narenciyeli hafiften de nostaljik bir hava hakimdir kimilerine eski kafa gelen bu açılışı Dres Code'lar da törpülemiş Thierry Wasser ve bu kısma gül eklemiş yine narenciyeler hissediliyor fakat sıkar sıkmaz çok sıcak yapıda olmayan kırmızıdan ziyade daha çiğ daha soğuk kokan pembe bir gül var ve bir hayli belirgin bu anlamda gül sevmeyenleri özellikle açılış kısımları rahatsız edebilir Dres Code'un.
Bazı kullanıcılar Dres Code'lar ilgili yorumlarda tatlılığından şikayet ediyorlar fakat tatlı kokular ile pek arası olmayan beni hiç rahatsız etmiyor açıkçası tabi ki de 1965 çıkışlı ilk versiyon da ki narenciyeler ve doğallık yok fakat bu parfümün 50 sene sonra çıkan bir flanker olduğunu unutmamak lazım kaldı ki parfümde kullanılan vanilya ve tonka kesinlikle kaliteli ve rahatsızlık vermiyor, açılışında ki o gül hakimiyeti son bulunca markanın başka bir kokusu LİDGE dekine benzer bir paçuli ile birlikte sahne alıyorlar ve tenden ayrılasına kadar bu hafiften çikolatamsı tatlı hava devam ediyor.
Guerlain kalitesine yakışır düzeyde olan Dres Code'u bir dizaynır olarak görmemek lazım hem kullanıcıya hissettirdikleri olsun hem de malzeme kalitesi olsun kesinlikle bir niş havası var belki başlangıç kısımları harici çok saldırgan bir yapısı yok fakat kalıcılığı bir hayli başarılı.
Cartier Declaration D'un Soir İntense
Haftanın üçüncü gül parfümü olarak Cartier'den Dun Soir İntense kullandım bugün, dün kullanmış olduğum Habit Rouge Dress Code gibi dizaynır üstü bir koku yalnız her ikisin bir ortak noktası da pek ortalıklarda gözükmeyişleri sınırlı sayıda piyasaya sunulduklarından maalesef temini zor kokulardan keşke piyasadaki gereksiz yüzlerce niş dizaynır şişeler yerine bu tarz parfümler rağbet görse.
D'un Soir İntense in klasik D'un Soir den çok büyük farklılıkları yok bazı parfümlerin intense versiyonlarda ki gibi farklı frekanslarda seyretmiyorlar fakat çok fazla intense adının hakkını verdiğini de söylemem mümkün değil, klasik olanın çok daha performanslı hali de değil intense. Temel farklılıkları açılışlarında hissediliyor klasik versiyonda ki karabiber patlamasıyla başlayan açılış intense olanda törpülenmiş, daha yumuşak ve daha güllü bir açılışa sahip yine karabiber hissediliyor fakat ilk versiyon kadar karabiber kokusu burnu tırmalamıyor bu anlamda bir tık daha unısex çizgiye yakın diyebilirim İntense için.
Gül her iki versiyonunda kalp notasını oluşturmakta fakat İntense versiyonda ki misk kullanımı parfümü bir tık daha sabunsu bir gül kokusu haline getirmiş tabanda ki misk İntense olanda açılış kısmı sona erdikten sonra hissedilmeye başlanıyor ve tenden ayrılasına kadar devam ediyor zaten parfümün klasik olandan daha uzun süre hissedilmesini sağlayan ana etmen de bu.
Güle eşlik eden sandal her iki parfümünde yardımcı başrolünü oynuyor her iki kokudan da sandalı çıkartıyor olsaydık çok yavan bir kompozisyon olurdu parfümün zengin ve lüks kokmasını sandal sağlıyor bence. D'un Soir ler için maskülen gül parfümü yorumunu yapıyorsak bu kullanılan sandal sayesinde gerçekleşiyor. Hangi versiyonda sandal daha çok hissediliyor derseniz daha maskülen koktuğunu düşündüğüm ilk versiyonda sandal daha belirgin.
Edt formunda sunulan D'un Soir İntense i klasik versiyon ile kıyaslamak için her ikisini de tenimde denedim başta da belirttiğim üzere performans anlamında aman aman farklılıklar yok hatta açılış kısımlarında ilk versiyon daha bile saldırgan fakat tende kalma süresi olarak İntense versiyon bir hayli başarılı ve performans olarak kullanıcıyı bu anlamda kesinlikle üzmez.
Haftanın üçüncü gül parfümü olarak Cartier'den Dun Soir İntense kullandım bugün, dün kullanmış olduğum Habit Rouge Dress Code gibi dizaynır üstü bir koku yalnız her ikisin bir ortak noktası da pek ortalıklarda gözükmeyişleri sınırlı sayıda piyasaya sunulduklarından maalesef temini zor kokulardan keşke piyasadaki gereksiz yüzlerce niş dizaynır şişeler yerine bu tarz parfümler rağbet görse.
D'un Soir İntense in klasik D'un Soir den çok büyük farklılıkları yok bazı parfümlerin intense versiyonlarda ki gibi farklı frekanslarda seyretmiyorlar fakat çok fazla intense adının hakkını verdiğini de söylemem mümkün değil, klasik olanın çok daha performanslı hali de değil intense. Temel farklılıkları açılışlarında hissediliyor klasik versiyonda ki karabiber patlamasıyla başlayan açılış intense olanda törpülenmiş, daha yumuşak ve daha güllü bir açılışa sahip yine karabiber hissediliyor fakat ilk versiyon kadar karabiber kokusu burnu tırmalamıyor bu anlamda bir tık daha unısex çizgiye yakın diyebilirim İntense için.
Gül her iki versiyonunda kalp notasını oluşturmakta fakat İntense versiyonda ki misk kullanımı parfümü bir tık daha sabunsu bir gül kokusu haline getirmiş tabanda ki misk İntense olanda açılış kısmı sona erdikten sonra hissedilmeye başlanıyor ve tenden ayrılasına kadar devam ediyor zaten parfümün klasik olandan daha uzun süre hissedilmesini sağlayan ana etmen de bu.
Güle eşlik eden sandal her iki parfümünde yardımcı başrolünü oynuyor her iki kokudan da sandalı çıkartıyor olsaydık çok yavan bir kompozisyon olurdu parfümün zengin ve lüks kokmasını sandal sağlıyor bence. D'un Soir ler için maskülen gül parfümü yorumunu yapıyorsak bu kullanılan sandal sayesinde gerçekleşiyor. Hangi versiyonda sandal daha çok hissediliyor derseniz daha maskülen koktuğunu düşündüğüm ilk versiyonda sandal daha belirgin.
Edt formunda sunulan D'un Soir İntense i klasik versiyon ile kıyaslamak için her ikisini de tenimde denedim başta da belirttiğim üzere performans anlamında aman aman farklılıklar yok hatta açılış kısımlarında ilk versiyon daha bile saldırgan fakat tende kalma süresi olarak İntense versiyon bir hayli başarılı ve performans olarak kullanıcıyı bu anlamda kesinlikle üzmez.
Nishane Nanshe
Bugünün gül parfümü Nishane'den Nanshe oldu aslında Nanshe için safkan bir gül parfümü demek yanlış olur bir hayli zengin ve katmanlı bir yapıda olduğu için gülün yanında pek çok nota en az gül kadar belirgin ve hissedilir, bu anlamda niş bir koku koklandığını kullanıcıya hissettiriyor parfüm. Ben Nanshe'yi piyasaya ilk çıktığı vakit dekant olarak almıştım, bir kaç denememden sona hem feminen çizgiye yakın olması hem de koku anlamında beni çok tatmin etmediği için bir kenara kaldırdım fakat parfümler ile çok arası olmayan eşim tarafından beğenilince daha sonra bir şişe satın aldım eşim parfümü bayadır kullanıyor onun üzerinden de kokusu bir hayli başarılı geliyordu bende ilk defa bugün kullandım Nanshe'yi
Zorakian parfümlerini beğenen bir parfüm sever olarak Nanshe' yi parfümörün üst düzey işleri arasına şahsen ben koymam fakat kötü diyebileceğim çalışmalarından da değil kesinlikle, aslında burada biraz fiyat konusu da devreye giriyor, Zorakian bu parfümü fiyat politikası gereğinden fazla yüksek olan Nişhane için değil de Private Label'da olduğu gibi daha makul fiyatlar sunan Jovoy için tasarlamış olsaydı Nanshe için notum daha fazla olurdu. Belki diyebilirsiniz yine aynı parfümörün Epic Women'ı var ve fiyatı Nanshe ile aynı, bende derim ki Epic Women fiyatını gerçekten hak ediyor.
Nanshe aslında tarifi de zor kokulardan pek çok kokuya benziyormuş gibi de hissettiriyor hiç bir kokuya benzemiyormuş gibi de kokuyor arada, zengin harmanı ve geçişleri parfümün en başarılı kısımları. Kokunun açılışı pek çok kişiyi rahatsız edebilecek şekilde gerçekleşiyor, kullanılan baharatlar bana açıkçası çokta kaliteli olmayan ve ferah gelmeyen narenciyeler ile birleşince keskin ve biraz burnu tırmalayıcı bir hal almış ve bir hayli uzun sürmekte bu açılış ama parfümünde belki en erkeksi kokan kısımları buraları zaten sonrasında gül ve diğer çiçekler devreye girerek çok farklı bir hal almakta ve bir hayli feminenleşmekte ben bugün üzerimde bu pudralı çiçeksi kısımlarını pek beğenmedim ama bayan bir kullanıcıya gerçekten bir hayli yakışmakta.
Parfüm kişisel kullanımda belki çok performanslı bir parfüm değilmiş gibi gözükse de eşimden biliyorum ki maksimum bir iki fıs kullanır, gün boyu çok rahatlıkla ben kokusunu hissediyorum, extrait formunda olduğunu ve yüksek fiyatını unutmadan kullanmak lazım bu anlamda.
Bugünün gül parfümü Nishane'den Nanshe oldu aslında Nanshe için safkan bir gül parfümü demek yanlış olur bir hayli zengin ve katmanlı bir yapıda olduğu için gülün yanında pek çok nota en az gül kadar belirgin ve hissedilir, bu anlamda niş bir koku koklandığını kullanıcıya hissettiriyor parfüm. Ben Nanshe'yi piyasaya ilk çıktığı vakit dekant olarak almıştım, bir kaç denememden sona hem feminen çizgiye yakın olması hem de koku anlamında beni çok tatmin etmediği için bir kenara kaldırdım fakat parfümler ile çok arası olmayan eşim tarafından beğenilince daha sonra bir şişe satın aldım eşim parfümü bayadır kullanıyor onun üzerinden de kokusu bir hayli başarılı geliyordu bende ilk defa bugün kullandım Nanshe'yi
Zorakian parfümlerini beğenen bir parfüm sever olarak Nanshe' yi parfümörün üst düzey işleri arasına şahsen ben koymam fakat kötü diyebileceğim çalışmalarından da değil kesinlikle, aslında burada biraz fiyat konusu da devreye giriyor, Zorakian bu parfümü fiyat politikası gereğinden fazla yüksek olan Nişhane için değil de Private Label'da olduğu gibi daha makul fiyatlar sunan Jovoy için tasarlamış olsaydı Nanshe için notum daha fazla olurdu. Belki diyebilirsiniz yine aynı parfümörün Epic Women'ı var ve fiyatı Nanshe ile aynı, bende derim ki Epic Women fiyatını gerçekten hak ediyor.
Nanshe aslında tarifi de zor kokulardan pek çok kokuya benziyormuş gibi de hissettiriyor hiç bir kokuya benzemiyormuş gibi de kokuyor arada, zengin harmanı ve geçişleri parfümün en başarılı kısımları. Kokunun açılışı pek çok kişiyi rahatsız edebilecek şekilde gerçekleşiyor, kullanılan baharatlar bana açıkçası çokta kaliteli olmayan ve ferah gelmeyen narenciyeler ile birleşince keskin ve biraz burnu tırmalayıcı bir hal almış ve bir hayli uzun sürmekte bu açılış ama parfümünde belki en erkeksi kokan kısımları buraları zaten sonrasında gül ve diğer çiçekler devreye girerek çok farklı bir hal almakta ve bir hayli feminenleşmekte ben bugün üzerimde bu pudralı çiçeksi kısımlarını pek beğenmedim ama bayan bir kullanıcıya gerçekten bir hayli yakışmakta.
Parfüm kişisel kullanımda belki çok performanslı bir parfüm değilmiş gibi gözükse de eşimden biliyorum ki maksimum bir iki fıs kullanır, gün boyu çok rahatlıkla ben kokusunu hissediyorum, extrait formunda olduğunu ve yüksek fiyatını unutmadan kullanmak lazım bu anlamda.
Amouage Opus X
Güllü haftanın son kokusu Opus X oldu bugün, aslında pek mevsimi sayılmaz fakat kapanışı bununla yapmak istedim ve sadece iki fıs kullandım keşke bir fıs atsaymışım diyorum şimdi inanılmaz güçlü bir yapısı var silaj olsun kalıcılık olsun çok üst düzeyde, gül kokmak istiyorum diyenler varsa Opus X onlar için biçilmiş kaftan.
Hafta başından beri kullanmış olduğum parfümler ki buna Lyric' de dahil bence tematik gül kokuları değillerdi genel beğenileri yüksek genelde odunsu ana tema üzerine gül ve farklı notalar le inşa edilmiş çalışmalardı, Opus X ise tematik bir gül parfümü başından sonuna kadar çok da değişkenlik göstermeden kullanıcıyı güle doyuruyor yalnız doyururken de biraz da yormuyor değil yoğun metalik bir gül ve buna eşlik eden pek çok buruna zorlayıcı gelebilecek bir vernik notası ile birleşince gerçekten de gündelik kullanımı bir hayli zor bir parfüm ortaya çıkmış. Bende bir şişesi var fakat çok beğenmeme rağmen şişeli alınacak bir parfüm değil arkadaşlar az miktar dekant minik bir sample Opus X için yeterli olur ama mutlaka gül sevenlerin koklaması gereken bir parfüm olduğunu da belirteyim.
Gül notası aslında benim favori notalarımdan biri olmadı hiç bir zaman koleksiyonumda ki gül parfümerini elden çıkartsam çok da bir şey eksileceğini düşünmüyorum açıkçası bunda birinci sebep maskülen kokulardan hoşlanan bir parfüm sever olarak gül'ün ne kadar da parfüm içerisinde maskülen kullanılmaya çalışılırsa çalışılsın kıyısından köşesinden her parfüme feminenlik kattığı aşikar, bir sardunya bir menekşe yada bir karanfil gibi erkeksi nüanslar pek içermiyor bu çiçek. Diğer bir dezavantajı ise gül içeren parfümlerin uzun süreli kullanımlarda kullanıcıyı sıkması örnek vermek gerekirse pazartesiden itibaren 5 farklı gül parfümü kullanmış olmama rağmen sıkıldım en kullanışlısı da olsa sürekli gül parfümü kullanmak biraz yorucu olabilir zaten yaz ayları ile çok ilintili olan bir nota değil yazın zaten sıcaklarda gül düşünemiyorum kışın ise genelde gül ve öd birleşimi kokular çok yaygın onlarda katlanılmaz düzeyde olmakta en mantıklısı hafiften serin ilk bahar ve sonbahar aylarında lüks kokan kaliteli dizanır ve nişler den seçimler yapmak.
Güllü haftanın son kokusu Opus X oldu bugün, aslında pek mevsimi sayılmaz fakat kapanışı bununla yapmak istedim ve sadece iki fıs kullandım keşke bir fıs atsaymışım diyorum şimdi inanılmaz güçlü bir yapısı var silaj olsun kalıcılık olsun çok üst düzeyde, gül kokmak istiyorum diyenler varsa Opus X onlar için biçilmiş kaftan.
Hafta başından beri kullanmış olduğum parfümler ki buna Lyric' de dahil bence tematik gül kokuları değillerdi genel beğenileri yüksek genelde odunsu ana tema üzerine gül ve farklı notalar le inşa edilmiş çalışmalardı, Opus X ise tematik bir gül parfümü başından sonuna kadar çok da değişkenlik göstermeden kullanıcıyı güle doyuruyor yalnız doyururken de biraz da yormuyor değil yoğun metalik bir gül ve buna eşlik eden pek çok buruna zorlayıcı gelebilecek bir vernik notası ile birleşince gerçekten de gündelik kullanımı bir hayli zor bir parfüm ortaya çıkmış. Bende bir şişesi var fakat çok beğenmeme rağmen şişeli alınacak bir parfüm değil arkadaşlar az miktar dekant minik bir sample Opus X için yeterli olur ama mutlaka gül sevenlerin koklaması gereken bir parfüm olduğunu da belirteyim.
Gül notası aslında benim favori notalarımdan biri olmadı hiç bir zaman koleksiyonumda ki gül parfümerini elden çıkartsam çok da bir şey eksileceğini düşünmüyorum açıkçası bunda birinci sebep maskülen kokulardan hoşlanan bir parfüm sever olarak gül'ün ne kadar da parfüm içerisinde maskülen kullanılmaya çalışılırsa çalışılsın kıyısından köşesinden her parfüme feminenlik kattığı aşikar, bir sardunya bir menekşe yada bir karanfil gibi erkeksi nüanslar pek içermiyor bu çiçek. Diğer bir dezavantajı ise gül içeren parfümlerin uzun süreli kullanımlarda kullanıcıyı sıkması örnek vermek gerekirse pazartesiden itibaren 5 farklı gül parfümü kullanmış olmama rağmen sıkıldım en kullanışlısı da olsa sürekli gül parfümü kullanmak biraz yorucu olabilir zaten yaz ayları ile çok ilintili olan bir nota değil yazın zaten sıcaklarda gül düşünemiyorum kışın ise genelde gül ve öd birleşimi kokular çok yaygın onlarda katlanılmaz düzeyde olmakta en mantıklısı hafiften serin ilk bahar ve sonbahar aylarında lüks kokan kaliteli dizanır ve nişler den seçimler yapmak.