Bugün Hangi Parfümü Kullandım?

YILKANT

Administrator
Yönetici
Şişelerce rive gauche kullanmış biri olarak ben benzetmedim. Davidoff ve azzaro gibi kokuları andırıyor. Başarılı bir fujer. Yeşil yönü nedeni ile ve belki biraz eski kafa tarzı ile pek çok kokuyla benzerlik kurulabilir. Bir yeni yorum da eklenmiş tabi. Fiyatına göre gayet başarılı bence de koku olarak.
 

Vintage

Administrator
Yönetici
Bugün Serge Lutens’in Section d’Or koleksiyonundan, çoğu SL parfümünde olduğu gibi Christopher Sheldrake imzasını taşıyan Sidi Bel Abbes kullandım. Parfüm tatlı sayılamayacak böğürtlen ve vişne gibi kırmızı ama kuru meyvelerle açılıyor. Açılış sedir ağırlıklı olduğunu düşündüğüm tozlu odunsu notalarla desteklenmiş. Geçiş aşamasında yine kuru halde kullanılmış tütün kendini gösteriyor. Bu kısımdan sonra kırmızı meyveler geri plana çekilirken gül ve deri birlikteliği ortaya çıkıyor. Açılışına göre çok farklı bir yola giren parfüm bu kısımda dumansı bir hale evriliyor. Gül deri ikilisinde gül tam sınırda kullanılmış. Bana göre biraz daha baskın olsaymış parfümün ahengini bozarmış. Zaten gül çok fazla kalmadan yerini amber, mür, reçine gibi tatlı ama dumansı, baharatlar sayesinde de tozlu ve keskin notalara bırakıyor. Amber, reçine gibi notalar gözünüzü korkutmasın kesinlikle bayıcı bir tatlılık söz konusu değil. Bu kısım deri ve odunsu notalarla çok iyi dengelenmiş. Deriye de kısa bir parantez açacak olursam hayvansal bir deri kullanılmamış ama TF ombre leather’daki gibi işlenmiş deri de değil. Genel olarak kalite hissiyatını yaşatan, zengin geçişlere sahip, kompozisyonu başarılı ve bir parfümden bekleneni fazlasıyla veren güzel bir parfüm. Kalıcılık ve yayılım açısından da gayet tatmin edici olduğunu söyleyebilirim.
 

asaid

Meşe Yosunu
Bugün Serge Lutens’in Section d’Or koleksiyonundan, çoğu SL parfümünde olduğu gibi Christopher Sheldrake imzasını taşıyan Sidi Bel Abbes kullandım. Parfüm tatlı sayılamayacak böğürtlen ve vişne gibi kırmızı ama kuru meyvelerle açılıyor. Açılış sedir ağırlıklı olduğunu düşündüğüm tozlu odunsu notalarla desteklenmiş. Geçiş aşamasında yine kuru halde kullanılmış tütün kendini gösteriyor. Bu kısımdan sonra kırmızı meyveler geri plana çekilirken gül ve deri birlikteliği ortaya çıkıyor. Açılışına göre çok farklı bir yola giren parfüm bu kısımda dumansı bir hale evriliyor. Gül deri ikilisinde gül tam sınırda kullanılmış. Bana göre biraz daha baskın olsaymış parfümün ahengini bozarmış. Zaten gül çok fazla kalmadan yerini amber, mür, reçine gibi tatlı ama dumansı, baharatlar sayesinde de tozlu ve keskin notalara bırakıyor. Amber, reçine gibi notalar gözünüzü korkutmasın kesinlikle bayıcı bir tatlılık söz konusu değil. Bu kısım deri ve odunsu notalarla çok iyi dengelenmiş. Deriye de kısa bir parantez açacak olursam hayvansal bir deri kullanılmamış ama TF ombre leather’daki gibi işlenmiş deri de değil. Genel olarak kalite hissiyatını yaşatan, zengin geçişlere sahip, kompozisyonu başarılı ve bir parfümden bekleneni fazlasıyla veren güzel bir parfüm. Kalıcılık ve yayılım açısından da gayet tatmin edici olduğunu söyleyebilirim.
bana buradaki kırmızı meyveler ekşi çürük fazlasıyla asidik bir hissiyat veriyor. sonralarda geri çekilse de yine hissedilen bu yönü yüzünden henüz ısınamadım bu kokuya.
 
Bertrand Duchaufour beyefendi'nin , üst klasman çalışması The Different Company - Oud For Love . Zengin harmanlı , oldukça kaliteli boozy-oud yorumu.
 

Pomak

Meşe Yosunu
Soivohle meerschaum

Daha kuru ve sert bir tütün beklerken yeşil çiçekler ile canlandırılmış amber ile de hafiften tatlandırılmış bir koku çıktı karşıma, bu bakımdan maskülen tarafa yakın olsa da bayan kullanımında da sırıtmaz diye düşünüyorum. Beğendiğimi söyleyebilirim, yalnız performans bir tık daha iyi olabilirmiş.
 
pekji ruh,son kullanışımda dekanttan 4 fıs atıp zayıf bulmuştum.bugün 7 fıs sıktım.birazda yakından sıktım boğucu oldu.Bence parfümü biraz uzaktan sıkmak lazım.gül, safran, kaküleli oldukça başarılı bir parfüm ancak bugün için kötü geliyor kokusu
 
Boss Bottled Intense, Hugo Boss

Koku DNA’sı, Annick Menardo’nun tasarlamış olduğu 98' yılı çıkışlı, bir diğer adıyla nam-ı diğer No:6 parfümünün koku tasarımının mümkün olduğunca korunarak revize edilip güçlendirilmesine dayanan ve modern klasikler arasında yer alan, hafif altta gizli fujer iskeletinin hissedilebileceği ağacımsı baharatlı koku grubunda yer alan bir parfüm.

Açılışı elma ve elmaya meyveli bir derinlik katan sivri olmayan, asiditesi düşük yuvarlak turunçgiller ile temiz, tatlı, aydınlık bir açılışa sahip. Buradaki temiz tatlılıkta, açılışındaki portakal çiçeği dokunuşu ve diplerden gelen vanilyanın rolü yüksek.

Açılışın ardında koku gelişiminde sahnede kendini gösteren başta tarçın olmak üzere karanfil, kakule gibi baharatlar agresyon içermeden yumuşak bir şekilde kokuya karakter katan bir çerçeve çiziyorlar.

Son bölümlerde ise vanilyalı odunsu yumuşak bir kokunun hakimiyetinde bulanıklaşarak zeminden ayrılıyor. Kumarin nüansı da içeren bu baz bölümünde odunsu notalar arasında da sandal burunda en dikkat çekici olanı.

Tatlı sayılabilecek bu parfümün bence en takdir edilesi yönü baharatları, ana akım diğer bazı parfümlerdeki gibi ciddiyetsiz “sakızımsı bir tatlılık” ile buluşturmaması.

Negatif yönü ise bugüne kadar çok kullanılmış, kendisini çok maruz kalınılmış olunması, açık parfüm satış listelerinde dahi başlarda yer alması ve çıktığı günden itibaren parfüm dünyasında yükselen meyveli, tarçınlı vanilya parfümü trendlerinden kaynaklı çok sayıda benzerlerine rastlanıyor olunması. Bugün dahi bazı genel beğeniye uygun niş parfümlerin içinde Boss Bottled’ın havasını yakalamak mümkün. Mesela ilk aklıma gelen bkz. Parfums de Marly Layton.

Genel olarak ise insanlar bu DNA’yı seviyor, mesela bir kişi bu parfüm için; “bu kadar beni rahatsız etmeyen ve iyi hissettiren başka bir parfüm daha yok…” demişti. Pop olması sebebiyle de bu koku için birisinden, eski erkek arkadaşının kokusu olduğu yönünde yorumlar ile de karşılaşmanız olası...

Benim geç çocukluk dönemimde kullandığım parfümlerden biriydi. Şimdi bakınca fark ediyorum da o dönemde parfüm kültürü olmayan bir ortamda ulaşılabilirlik noktasında kullanabilecek çok daha kötü parfümler varmış… Bu, yazık çocuk hali ile yine çok da kötü bir seçim değilmiş gibi.

Bugün ise benim elimin gideceği, kullanacağım bir parfüm değil; koku estetiği bugün benim estetiğimi taşımıyor. Ama ne zaman koklasam nedense yüzümde bir gülümseme oluşuyor. Bilmiyorum, belki yirmi sene öncesine götürüyor oluşundan kaynaklı olabilir. Anılar…

boos_Hd.jpg
 

Debussy

Moderator
Yönetici
Sezgin abiyle kısa buluşmamamızda yanında olmadığı için Kilian Angels Share denetmek zorunda kaldı, Kilian yine şaşırtmayarak iddialı ismi ve şaşalı şişesine tezat oldukça yüzeysel aşırı jenerik bir iş ortaya çıkarmış :).
 

Suox

Meşe Yosunu
Gündüz Rogue Monsieur kullandım koku olarak beklentimin çok altında kaldı maalesef.
Akşam ANNA ZWORYKINA Cuir de Russie kullandım öyle bir kaç kere kullanmak ile çözüleceğe benzemiyor,koku olarak normal bir parfümle kıyaslanamayacak kadar özgün ve sıradışı, malzemeleri üst düzey denemeye devam edeceğiz..
 
Son düzenleme: