Comme des Garcons 2 Man, Comme des Garcons

Aryan

Aktif Üye
#1
cfgman2başlık.jpg

Comme des Garcons markasının 2004 yılında çıkarmış olduğu, koku tasarımı Mark Buxton imzalı, ağacımsı bir şipre olarak tanımlanan parfümü.

Sitrus cinsi tropikal meyveli nüanslara hafif baharatlı keskinliğin katıldığı aydınlık bir açılışa sahip. Geçen aylarda ilk kez tadarak tanışmış olduğum kumkat meyvesi ile burada karşılaşmak sürpriz oldu.

Çok sivri olmayan bergamotu andıran ve tropikal hava veren kumkatın başını çektiği bu meyveli tada muskat ve kimyonun sıcaklığının nane gibi ferah, yeşil aromatik dokunuşlar ile dengelenip muskatımsı bir baharat keskinliğinin verildiği, iso-e super’e doğru sakinleşen aldehidik hafif parlak bir patlama ile açılıyor.

SAKLANAMAYACAK KADAR ISO-E SUPER

Bu parfümde iso-e super’in çok fazla saklanacak bir durumu yok, yüksek oranlarda kullanıldığını hissediliyor. Açılışın ardından daha fazla ortaya çıksa da kokuya bir retroperspektifle baktığınızda ilk zamanlarda da orada altta olmuş olduğunu anlıyorsunuz.

Beklenilenin aksine çok daha canlı bir açılış ile karşılaşmamızın ardından koku, somut anlamda vetivere doğru kuruyor. Vetiver kuruluğuna katılan safranı biraz hissedilebilmekle birlikte koku profilinde yer alan iris dokunuşu buradaki total koku karakterine küçük bir renk katabiliyor olabilir ama parfümün karakteri içerisinde irisin tam olarak kendi karakterini ortaya koyabildiğinden söz edilmesi güç; hissedilebilirliği çok düşük. Burada başrol vetiverde –ki kokunun genelinde de kokuya karakter katan notalardan biri.

ODUNSU MUMDAN YÜKSELEN DUMAN

Sıcak reçineler ile ateşlenen iso-e super ile ağacımsı balzamik bir yöne doğru yumuşak-tatlı yönde gelişerek devam eden koku, mumsu bir dokuda yanarak eriyen odunları anımsatıyor ve ardından dumanlar bırakıyor. Vetiverin yumuşak ve uyumlu bir geçiş sağladığı bu son bölümde yer alan reçinelerle yakılan odunlar çok sert değil ama en nihayetinde ortaya çıkan dumansı bir hava. Odunsu mumdan yükselen bir dumana benziyor ya da maun odunları kokusunu, yanan bir mum gibi dumanlar ile salarak veriyor sanki...

cdg2manmum.jpg

Kullanıcılar tarafından kokulu tütsüler, şömine ateşi, yanan odunlar gibi bir çok benzetmeye konu olan CDG2 Man’i Luca Turin ise mum dumanına benzetmiş.

ALDEHİTLER... ALDEHİTLER...

Bunun baş sorumlusu ise aldehitler; daha doğrusu 9 ve 11 gibi tek sayılı karbonlu aldehitler gibi gözüküyor. Parfüm tarihine baktığımda genelde turunçgillere veya bazı meyvelere yakınsayan görece altta hafif mumsu karakterde biraz sabunsu olan çift numaralı aldehitler ile karşılaşırken bu parfümün beni tek numaralı aldehitleri götürmesi biraz farklı ve ufuk açısı bir deneyim oldu.

9, 11 gibi tek sayılı karbonlu aldehitlerin, çift numaralı aldehitlerin yukarıda yazmış olduğum özelliklerini biraz tepetaklak ettiği; yani mumsu estetik özelliği diğer özelliklere göre daha baskın kıldığı, bu tek sayılı karbonlu aldehitler hakkında dikkat çeken önemli bir not.
11karbonlualdehit.gif
Parfümün genel bir değerlendirmesine gelirsek:

Koku tasarımı Mark Buxton’a ait bu parfüm, kendisinden beş sene önce çıkmış olan yine koku tasarımı Buxton imzalı Comme des Garcons 2 parfümü ile isim benzerliği sebebiyle koku benzerliği noktasında soru işaretleri oluştursa da 2-Man, çok daha farklı bir profil çizerek 2’den ayrılan bir estetik ile daha maskülen bir karakter ortaya koyuyor. 2 daha floral bir şipre iken, Man odunsu bir şipre.

Dry-down bölümünün Michel Almairac’ın stilize dumansı odunlarını biraz anımsattığından söz edilebilir; yalnız CDG Man odunları daha yumuşak. Almairac’ın odunları kadar sert olmasa da en azından Gucci Pour Homme gibi o çizgideki kokulardan hoşlananlar için denemeleri için tavsiyede bulunacak bir parfüm olduğunu söylenebilir.

Estetik konuda muhafazakar birisi olmamama rağmen Comme des Garcons markasının bazı fütüristik kokularına şüpheci ve mesafeli yaklaşıyor, yine bazı soyut kokularını kendi içimde bir yere koymakta zorlanıyorum. Bu yüzden değer atfetmek için zaman verilmesi gereken parfümlere sahip olan Comme des Garcons markasının kokularındaki burunlarımıza değer katan takdir edilesi deneysel noktaları CDG-2 Man’de de görece olarak keşfedilebilir olmakla birlikte, topraktan kopan ve bana fazla soyut gelen bu ağacımsı kokuyu tıpkı Wonderwood gibi şimdilik sevemediğimi, bu tarz kokular kategorisinde tercih etmeyeceğimi söylemeliyim. Mesela; koku olarak tam benzer olmasalar da tarz olarak benzer olduğunu düşündüğüm Encre Noire A L’Extreme, Wonderwood ve CDG-2 Man’den satış değeri olarak daha az değerli bir koku olsa da koku estetiği olarak bu iki kokudan daha doyurucu ve değerli benim için, şimdilik tercihim de bu yönde.

"İŞÇİ BİR ADAM" DERKEN...

Yazının sonlarına gelirken dikkat çeken bir noktadan bahsetmek istiyorum: Comme des Garçons 2 Man ile ilgili markanın resmi sitesinde şu tanıtım cümlesi dikkat çekiyor;

“İşçi bir adam, işini seven bir adam”.

worker man.jpg

İlk başta: "Kokuda işçi sınıfını yakalamak zor, sosyal gerçeklik estetiğine de uzak düşüyor. Hadi işçi sınıfını yansıtmıyor demeyelim de işçi sınıfını tekrar tanımlıyor diyelim." diye düşündüm. Sonra bu konuda markayı eleştirmek biraz haksızlık olabilir dedim. Çünkü; cümlede sınıfsal bir vurgudan öte sadece "bir işçi"ye dair bir vurgu, "bireysel vurgu" var, sınıfsal anlam dışında belki bir işçinin kişisel iç dünyasına veya soyut başka bir idealist ifadeye dair bir farklı perspektif olabilir. Daha da önemlisi günümüzde böyle teknolojinin çok farklı yerlere gittiği uzay çağında artık sınıflar da çok tartışmalı bir konu olması. O yüzden sonrasında içinde kaybolabileceğimiz tüm bu sınıfsal tartışmaları bir kenara bırakıp parfüme daha nesnel, sadece basit bir matematiksel çıkarım ile ekopolitik bir gözle bakmayı daha doğru buldum:

CDG-2 Man, 80 euro ve emeğini satan birisi bu parfüm için 97 saat çalışmak zorunda. Yani markanın söylediğine göre parfümde bir işçi adam olsa bile bu parfümün bir işçisever olduğundan bahsetmek mümkün değil.

Parfümün reklamındaki işçi vurgusu hangi dâhinin fikriydi bilmiyorum ama koku bir kenara bu pazarlama stratejisi bana biraz samimiyetsiz ve itici geldi; marka neden bu imaja başvurdu bilmiyorum ama bunun sonucunda da tanıtım yazısını okuduktan sonra ters psikoloji ile bana daha çok kendi cebini düşünen bir kapitalden sunulan kokulu suyu anımsattı! Sorun parfümün kendisi değil, kokusu değil, ücreti değil; sunuluşu... Ya da bu belki benim biraz kuruntum, sadece kişisel bir imgelem problemidir. Bilmiyorum... Zaten ne önemi var ki?

Ben: “Konformist yapıya eklemlenen tüketiciye sunduğunuz bu kapalı uçlu yabancılaştırıcı estetik imajı kınıyorum...”

Comme des Garcons: “Tamam.”

...

cdg2manson.jpg
 
Son düzenleme: