En Son İzlediğiniz Film ?

#82
John Wick 3..
3 günde zar zor bitirdim.. İlk iki film gayet iyiydi, insanlar beğenmemiş, bu sonuncuyu beğenmişler ama ben zorla seyrettim, o derece zevksizdi..

The boat.. İyi gidiyordu ama baydı, o filmi de bitiremedim, bu gün bitirmeyi düşünüyorum..
 
#83
İhanet (The Edge)
Anthony Hopkins ve Alec Baldwin'in başrollerini paylaştığı, 1997 yapımı bir film. Milyarder iş adamı Charles Morse fotoğraf sanatına ilgi duymaktadır. Yanına genç ve güzel karısı Mickey, profesyonel bir fotoğrafçı ve bu fotoğrafçının asistanını da alarak ufak çaplı bir Kuzey Amerika yolculuğuna çıkar. Charles'ın özel uçağıyla çıktıkları bu yolculuk talihsiz bir olayla yön değiştirir. Bir kuş vakası nedeniyle arızalanan uçak düşer, Charles ve fotoğrafçı Robert kurtulur. Ancak sonrasında aralarında yaşanan güç kavgaları ve ego savaşları, vahşi doğada yaşamak için birbirlerine muhtaç olan bu adamları gittikçe insanlıklarından uzaklaştırır. Charles ve Robert bir hiç uğruna hırçınlaştıkça doğal seleksiyon bir kez daha varlığını hissettirecektir.
Konusu sıradan gelebilir ama oyunculuklara denecek laf yok kesinlikle. Bazı sebeplerden dolayı uzun zamandır film izlemiyordum. İyi ki televizyonda denk geldi de izledim bu filmi. :)

Sinema ile iç içe büyüdüm. 5 veya 6 yaşlarımda ilk sinema salonumuz yapılmıştı. Sonrasında ek salonlar da yapıldı. Ama ne yazık ki bu sene kapatıldı. :( AVM ile birlikte açılan Cinemaximum büyük bir etkendi. Bir de küçük şehir olan Çorum'un ne yazık ki sinema kültürü yok denecek kadar az... İçimi de dökmüş oldum. :)
 

vagonlar

Moderator
Yönetici
#84
John Wick 3..
3 günde zar zor bitirdim.. İlk iki film gayet iyiydi, insanlar beğenmemiş, bu sonuncuyu beğenmişler ama ben zorla seyrettim, o derece zevksizdi..

The boat.. İyi gidiyordu ama baydı, o filmi de bitiremedim, bu gün bitirmeyi düşünüyorum..
Uyuyakaldım John Wick 3'te. Artık boş aksiyon filmleri uykumu getiriyor :D Niye izledin deli misin diyenler olabilir sırf meraktan :D
 
#85
İhanet (The Edge)
Anthony Hopkins ve Alec Baldwin'in başrollerini paylaştığı, 1997 yapımı bir film. Milyarder iş adamı Charles Morse fotoğraf sanatına ilgi duymaktadır. Yanına genç ve güzel karısı Mickey, profesyonel bir fotoğrafçı ve bu fotoğrafçının asistanını da alarak ufak çaplı bir Kuzey Amerika yolculuğuna çıkar. Charles'ın özel uçağıyla çıktıkları bu yolculuk talihsiz bir olayla yön değiştirir. Bir kuş vakası nedeniyle arızalanan uçak düşer, Charles ve fotoğrafçı Robert kurtulur. Ancak sonrasında aralarında yaşanan güç kavgaları ve ego savaşları, vahşi doğada yaşamak için birbirlerine muhtaç olan bu adamları gittikçe insanlıklarından uzaklaştırır. Charles ve Robert bir hiç uğruna hırçınlaştıkça doğal seleksiyon bir kez daha varlığını hissettirecektir.
Konusu sıradan gelebilir ama oyunculuklara denecek laf yok kesinlikle. Bazı sebeplerden dolayı uzun zamandır film izlemiyordum. İyi ki televizyonda denk geldi de izledim bu filmi. :)

Sinema ile iç içe büyüdüm. 5 veya 6 yaşlarımda ilk sinema salonumuz yapılmıştı. Sonrasında ek salonlar da yapıldı. Ama ne yazık ki bu sene kapatıldı. :( AVM ile birlikte açılan Cinemaximum büyük bir etkendi. Bir de küçük şehir olan Çorum'un ne yazık ki sinema kültürü yok denecek kadar az... İçimi de dökmüş oldum. :)
Hocam filmi edindim, bu gün nöbetçiyim ama hafta sonu muhakkak izleyeceğim..
 
#87
Hocam hafta sonu filmi seyrettim. Cumartesi günü başladım, ancak kim kimdir, kim kimin karısı kocası, kim ne iş yapar , o kadar insan dağ başında bir kulübeye niye toplaşmışlar derken filim baydı ve bıraktım..
Pazar günü, çok berbat yada hastalıklı olmadığı sürece film yarıda bırakmayı sevmediğimden (en son suyun şekli diye bir filmi yarım bıraktım vede bir daha yanından bile geçmem) filme devam ettim. Sonunda iyi ki seyretmişim dedim, sona doğru gittikçe güzelleşti. Selamlar
 
#88
Hocam hafta sonu filmi seyrettim. Cumartesi günü başladım, ancak kim kimdir, kim kimin karısı kocası, kim ne iş yapar , o kadar insan dağ başında bir kulübeye niye toplaşmışlar derken filim baydı ve bıraktım..
Pazar günü, çok berbat yada hastalıklı olmadığı sürece film yarıda bırakmayı sevmediğimden (en son suyun şekli diye bir filmi yarım bıraktım vede bir daha yanından bile geçmem) filme devam ettim. Sonunda iyi ki seyretmişim dedim, sona doğru gittikçe güzelleşti. Selamlar
Film belirli bir süreye kadar durağan geçiyor ve sıkılmanız elbette normal. Ama olaylar şekillenmeye başladığında ve oyunculuklara dikkat edildiğinde oldukça zevkli. :)
 
#89
Dün akşam Once Upon a Time... in Hollywood‘u izledim. Uzun zamandır beklediğim bir filmdi ve beklentim de yüksekti. Niye bu kadar beklediğimi de bilmiyorum açıkçası. :) Önceden izleyen arkadaşlarım filmde geçen olaylara pek hakim değilmiş. Polanski ve Charles Manson ile ilgili olaylar diyeyim hatta. O yüzden onlara göre film biraz havada kalmış. Ama ben hakim olduğum için hiç zorluk çekmedim. :) Çok sevdiğim bir yönetmen ve oyuncular da sağlamdı. Konunun işlenme biçimi de Tarantino ayarında zaten. Ne eksik ne de fazla. Kimisine göre abartıdır ama adamın imzası bu şekilde. Gereksiz ve/veya saçma diyaloglar, ayaklar, kan ve şiddetin abartı seviyesinin yüksekliği... İmzanın bir kısmı budur. :) Ben çok beğendim ama kimisine de saçma gelebilir.
 

Debussy

Moderator
Yönetici
#90
Dün akşam Once Upon a Time... in Hollywood‘u izledim. Uzun zamandır beklediğim bir filmdi ve beklentim de yüksekti. Niye bu kadar beklediğimi de bilmiyorum açıkçası. :) Önceden izleyen arkadaşlarım filmde geçen olaylara pek hakim değilmiş. Polanski ve Charles Manson ile ilgili olaylar diyeyim hatta. O yüzden onlara göre film biraz havada kalmış. Ama ben hakim olduğum için hiç zorluk çekmedim. :) Çok sevdiğim bir yönetmen ve oyuncular da sağlamdı. Konunun işlenme biçimi de Tarantino ayarında zaten. Ne eksik ne de fazla. Kimisine göre abartıdır ama adamın imzası bu şekilde. Gereksiz ve/veya saçma diyaloglar, ayaklar, kan ve şiddetin abartı seviyesinin yüksekliği... İmzanın bir kısmı budur. :) Ben çok beğendim ama kimisine de saçma gelebilir.
O gerçek hikaye bilinmeden bence de boşluk olur, Hitler'i bilmeden Soysuzlar Çetesi'ni izlemek gibi :). Hikayeyi bilince daha gerginlikle izleyip bekliyorsun ve sonda olanlar daha tatmin edici oluyor :D.
 

M-rah

Meşe Yosunu
#92
Son 1 yıldır netflixe takılıyorum. En son izlediğim filmden ziyade dizilere sardım ve ödüllü dizi Breaking bad yeni bitirdim. Netflix üyeliği olan kesinlikle izlesin ben çok beğendim. Bunun yanısıra La casa de papel ,Stranger Things, Dark, Sense8, Ozark şiddetle tavsiyemdir.

Film tavsiyem ise gelmiş geçmiş en iyi uzay filmi olan uzay zamanı ve kara deliği en gerçekçi teorilerde ve görüntü efekleri ile anlatan film INTERSTELLAR (Yıldızlar arasında)

Fantastik film seviyorsanız LUCY de kesinlikle izlenmesi gerekenler arasında.
Yabancı Kadın oyunculardan en beğendim Scarlett Johansson ve erkeklerden Morgen Freeman başrollerindeki filmde beynin %100 kullanımını doğa üstü bir şekilde yansıtılması.
 

vagonlar

Moderator
Yönetici
#93
1 saat önce kadar Joker filminden çıktım. Oyunculuk muazzam. Oscarı alır kesin Joaquin Phoenix. Klasik süper kahraman filmi olmadığı herkesin malumu. Salt bir dram gerilim filmi olmuş. Gergin müzik ile devamlı kaskatı filmi izledim. Bu arada senaryo da dramatik olduğu için ister istemez herkes Joker'e benim gibi sempati duymuştur, duyacaktır :D
 

Debussy

Moderator
Yönetici
#94
1 saat önce kadar Joker filminden çıktım. Oyunculuk muazzam. Oscarı alır kesin Joaquin Phoenix. Klasik süper kahraman filmi olmadığı herkesin malumu. Salt bir dram gerilim filmi olmuş. Gergin müzik ile devamlı kaskatı filmi izledim. Bu arada senaryo da dramatik olduğu için ister istemez herkes Joker'e benim gibi sempati duymuştur, duyacaktır :D
Süper kahraman filmleri artık hep formül biçimde seriye bağladılar ama Joker apaçık ayrılmış bundan, sanatsal dram filmi kıvamında, gayet beğendim ben de :).
 

ternary

Tanınan Üye
#95
21 (Blackjack). MIT de okuyan bir grup öğrencinin, hocalarının (Kevin Spacey) yönetiminde grup halinde kart sayma tekniğiyle günahların şehri Vegasta kumar macerası ve sonrasında gelişen olaylar zinciri. Basit matematik , aksiyon ve heyecanın yaşandığı güzel bir film :). Fena sayılmaz
 

Mehmet

Meşe Yosunu
Cinayet süsü'ne gittim. :)

Gülmeyi unutmuşum ki, çevremdekiler gibi kahkaha atmadım ama senaryo değil de komedi anlamında izlenebilecek bir film.

Filmden beklentiniz recep ivedik tarzı veya kolonya cumhuriyeti tarzı ise mutlaka gidin ama derinlik bekliyorsanız güldürüp düşündüren veya akıcı bir havaya sahip mi derseniz bana göre pek değil. :)

Yine de günümüzün buhranı içinde zamanınız var ise gülmek için denenebilir.