Ho Hang Club - Balenciaga

HOCA

Tanınan Üye
#1
Merhaba dostlar,

Uzun bir aradan sonra yazmak, hem heyecan verici hem de tedirgin edici bir durum. Algılardaki ve koku hafızamızdaki kayıplar zorlamıyor desem yalan olur. Bu nedenle yanlışımız, eksiğimiz çok olursa mazur görürsünüz. Bir kokuyu tatmanın ötesine geçmek zaten zor bir durum, hal böyle olunca daha da zor oluyor.

Gel gelelim kokumuza. Ho Hang Club EDT…
c0e80339c9e9e9a5d3534eb0bc6c610c.JPEG
Balenciaga firmasının 1987 yılında ürettiği bir değer Ho Hang Club. O dönemlerde -yanılmıyorsam 2000’li yılların başına kadar- Balenciaga, koku dünyasında hatırı sayılır bir isim. Kısıtlamaların parfüm dünyasını vurmadığı ya da az vurduğu o güzel günlerde kıymetli kokular üretmiş bir moda markası. Şimdilerde bir moda markası olarak hala popülaritesini korusa da parfüm için aynı yorumu yapmak mümkün değil.

Firmanın o dönemlerden kalma, Eau de Balenciaga, Portos, Pour Homme gibi başka eski ve kıymetli kokuları da var. Bu arada Ho Hang adında daha eski bir kokusu da var ki Ho Hang Club ile karıştırılmaması gereken denemeyi çok merak ettiğim ve Ho Hang Club’tan tamamen farklı bir kokudur.
375x500.441.jpg o.33740.jpg
Notalarına bakarak konuşursak eğer Ho Hang Ufak fujer dokunuşları olan odunsu bir koku iken Ho Hang Club ise şipre sınıfına girecek niteliklere sahiptir.

Kokunun hikayesine ulaşmayı başaramadım. Parfümörün hangi amaçla bu isme karar kıldığını ise tahmin etmek zor. Ho Hang (Ho Hwang) aslında Çin sınırlarında hayat süren görkemli aynı zamanda Çin medeniyeti için önemli bir kültürel değere haiz büyük bir nehirdir.
sari-irmak.jpg
Sarı Nehir olarak bilinen bu yer parfüme ilham kaynağı olmuşsa eğer parfümün bu nehri hayal ettirmesi olası değil. Yalnız parfümün bu nehir gibi karanlık ama kıymetli olduğunu söyleyebiliriz.

Parfümü değerlendirmeye gelirsek eğer açılışında dönemin damgası var. Asidik narenciye ve aromatik otlardan bir demet içeren açılış. Özellikle de vintage kokulardan hoşlanan ve bu tarz kokuları kullanan arkadaşların yakından tanıdığı bir açılış. Tabi ki değineceğim bazı unsurlar var. İlk olarak bu kokuda, bergamot geri plana çekilmiş diyebilirim. Birçok vintage kokuda gördüğümüz aromatik ve ekşi, karakterini ortaya koyan bir bergamot alamadım. Hatta açılışta hissettiğim hafif asidik nüansın limondan kaynaklandığını söyleyebilirim. Zaten ekşi ya da tuzlu bir açılıştan ziyade tozlu ve ozonik bir açılıştan bahsetmek gerek. Bazı incelemelerde “Kouros”tan söz edilmiş ama öyle kirli bir yapısı olmadığı gibi aldehit kullanımı da yok. Bu nedenle tuzlu değil tozlu ve sert bir açılış demek yanlış olmaz. Tabi ki şunu belirtmek lazım zaten eski bir koku ve 3 yıllık bir vial şişeden kullandım. Spreyli orijinal şişesinden sıkmak daha farklı algılamayı sağlayabilir. Açılışta belirtilen notalardan limon ve artemisia hariç tek tek algıladığım olmadı. Açılış tende çok çabuk kururken kıyafette bu süre uzuyor. Yalnız koku iz bırakıyor bunu belirteyim. Sonuç olarak eski kokuların açılışında lavanta istemeyen yönelebilir. Aldehit tarzı açılışları seven ama ağır bulan arkadaşlar da denesin bence. Ben “Boss Spirit” in açılışına daha çok benzettim ve ben sevdim bu açılışı.

Parfümün orta kısmında ise güzel bir gül var. Çok şiddetlideğil. Czech &Speake No:88 deneyen arkadaşlar varsa daha iyi anlarlar. No:88 de olduğu gibi sert yağlı bir gül değil. Günümüzde kullanılan güller gibi tatlı da değil, sıcak bir gül. Hafiften tatlılık var. Bu paçuliden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Açıklanan notalarda paçuli geçiyor ancak topraksı paçuli seven biri olarak öyle baskın ve karanlık bir paçuli göremedim. Zaten ben tek nota olarak da alamadım. Güldeki hafif sıcaklığın ve tatlılığın ondan kaynaklandığını düşündüm. Bu arada orta kısımda gül kullanımı tatlımsı ama orta kısım tatlı değil. Şunu belirtmek gerekirse meşe hemen açılışın peşine hissedilmeye başlıyor. Paçuli ile ısınan gülün üstünü hafiften örtüyor. Parfümün orta kısmı hakikaten çok güzel. Bir taraftan küflü meşe diğer yandan sıcak gül. Bir de şunu fark ettim ki orta kısımda havada iz bırakan gül ama kokuya yaklaşırsanız alacağınız meşe yosunu. Yani kokuya yakınlaştıkça daha da karanlıklaşarak derinleşiyor diyebiliriz. Unutmadan kıyafete sıkarsanız gül saklanıyor ve açılıştaki aromatik notalar ve meşe daha baskın hissediliyor. Sonuç olarak orta kısmına bayıldım, orta kısım hakikaten alıcı bir erkek kokusu. :)

Parfümün son kısmı iki aşamada seyrediyor. Gül sakinleşince ortaya meşe ve deri kullanımı çıkıyor. Bu kullanımı birçoğumuz biliyor. Küflü meşe ve kuru deri. Tabi ki üst notalardan sıcak esintilerin de karıştığı hoş bir koku. Ben “Hermes Bel ami” ye benzettim. “Belami” de deri daha hayvansal ve baskınken Ho Hang Club’da meşe deriden bir tik yukarıda. Son kısım bildiğim, sevdiğim ve alışık olduğum bir kapanış. Beni şaşırtan bir dokunuş da göremedim açıkçası. Sadece bu tarz kokuların son kısmındaki sabunsuluk Ho Hang’da çok çok az diyebilirim. Ama bu kokuda şunu tekrardan öğrendim. Meşe ve deriyi ; ofise, kapalı ortama hapsetmeyeceksin. Özgür bırakacaksın. Rüzgârla buluşmalı bu tarz kokular. Serin hava, meşe ve derinin arasından süzülüp akmalı, temiz oksijen bu aurayla genze dolmalı. O zaman buram buram kokuyor parfüm. Sonuç olarak yapaylık içermeyen risksiz bir kapanış diyebilirim.

Genel olarak düşünürsek, eski kafa parfümlerin bence dönemindeki en modern versiyonlarından birisi. Evet, günümüz için ağır abi geliyor bize veya beyefendi kokusu ya da baba kokusu diye tanımlıyoruz ama -emin olun- bu parfüm o dönemde bir hovarda kokusu. Evet doğru söylüyorum, çapkın sokak kedisi tiplerin parfümü yani. Sıcak, albenili bir koku.
s-12821a8f4afd974403f17342e85def83402baba1.jpg ekran görüntüsü.png
80 lerin sonunda, lüks sedan yerine cabriolet seven, takım elbise yerine kot pantolon ve dökümlü geniş kot gömlek tercih eden ya da kotun içine konmuş tişörtün üstüne bol bir ceket giyen, dağınık kabarık ve uzun saçlı erkeğin kokusu Ho Hang Club. Günümüzde değil tabi ki :)
 
Son düzenleme:

YILKANT

Administrator
Yönetici
#5
Kaleminize sağlık Yasin bey özlemişiz incelemelerinizi. Ho hang club benim de çok beğendiğim, çok güzel bir gül koklatan zengin içerikli bir parfümdü. (Zaten Balenciaga nın o dönemde yaptığı her koku o zamanın çıtasının üstünde işlermiş.) Sonra bir şişesine de ulaşmak için çok beklemedim ancak edindiğim şişedeki gül bozulmuş etkisini yitirmişti. Bu halde de güzeldi ama meydan tam karanfile kalmıştı. :)
Hala burnumun ucunda duruyor kokusu. Kıyafette daha yüzeysel bir koku sunuyor ama uzun süre kalıyor. Tende ise daha zengin algılanıyordu. Bileğimden bulaştığı montumun kolundan uzun süre ayrılmamıştı. Umarım yine yolumuz kesişir bu güzel koku ile. Yüzeysel değerlendirmede gülünü biraz Azzaro Acteur da verebiliyor. Ama derin değil daha yüzeysel yapıyor bunu.
 

HOCA

Tanınan Üye
#9
Kaleminize sağlık Yasin bey özlemişiz incelemelerinizi. Ho hang club benim de çok beğendiğim, çok güzel bir gül koklatan zengin içerikli bir parfümdü. (Zaten Balenciaga nın o dönemde yaptığı her koku o zamanın çıtasının üstünde işlermiş.) Sonra bir şişesine de ulaşmak için çok beklemedim ancak edindiğim şişedeki gül bozulmuş etkisini yitirmişti. Bu halde de güzeldi ama meydan tam karanfile kalmıştı. :)
Hala burnumun ucunda duruyor kokusu. Kıyafette daha yüzeysel bir koku sunuyor ama uzun süre kalıyor. Tende ise daha zengin algılanıyordu. Bileğimden bulaştığı montumun kolundan uzun süre ayrılmamıştı. Umarım yine yolumuz kesişir bu güzel koku ile. Yüzeysel değerlendirmede gülünü biraz Azzaro Acteur da verebiliyor. Ama derin değil daha yüzeysel yapıyor bunu.
Teşekkür ederim efem. Ben de ona vurgu yapmaya çalıştım, evet. Kıyafette koku özellikle de gül olmak kaydıyla zenginliğini yitiriyor.
Bu arada güzel hatırlatmışsın : Bendeki sample da karanfil çok silikti. Yazmayı unutmuşum. Ancak karanfili çok algılayan var.
 
#12
Elinize sağlık Yasin Hocam. Koku o zamanların modernlerindeyse, kültür çok değişmiş:). Ben de denemiştim bir vakit. Bu tarz kokulardan sonra anladım ki; parfümün notalarında meşe yosunu ve karanfil çiçeği varsa, elimdeki şişeyi yavaşça yere bırakıp, ortamı da abilere bırakıp oradan uzaklaşmak gerek:). Gerçi forumun adı MeşeYosunu ama:).


BLA-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

HOCA

Tanınan Üye
#15
Elinize sağlık Yasin Hocam. Koku o zamanların modernlerindeyse, kültür çok değişmiş:). Ben de denemiştim bir vakit. Bu tarz kokulardan sonra anladım ki; parfümün notalarında meşe yosunu ve karanfil çiçeği varsa, elimdeki şişeyi yavaşça yere bırakıp, ortamı da abilere bırakıp oradan uzaklaşmak gerek:). Gerçi forumun adı MeşeYosunu ama:).


BLA-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Doktor Bey, az kaldı yakında sizi de alırız meşe ye karanfile sardunya ya :)
 

Debussy

Moderator
Yönetici
#16
Ellerinize sağlık :).

Bu kokuyu iki üç sene önce kullanıp beğenmistim, uzun zamandır da tekrar denemek istediklerim listesindeydi, yazı biraz daha hatirlamami sağladı :).
 

Tuberose

Meşe Yosunu
#17
Yasin bey mükemmel bir inceleme olmuş emeğinize sağlık...Balenciaga deyince aklıma ilk gelen parfüm Cristobal...artık üretilmiyor hatırımda kalan çok hoş bir kokusu vardı...aramızda bu parfümü kullanmış ve yorumlayacak biri var mıdır?
 

HOCA

Tanınan Üye
#19
Yasin bey mükemmel bir inceleme olmuş emeğinize sağlık...Balenciaga deyince aklıma ilk gelen parfüm Cristobal...artık üretilmiyor hatırımda kalan çok hoş bir kokusu vardı...aramızda bu parfümü kullanmış ve yorumlayacak biri var mıdır?
Teşekkür ederim, eksik olmayın :)
Cristobal a gelince de evet o da artık üretilmiyor. Onu ben de çok merak edip aradım. Avrupa da hala rahat bulunuyor. Sıcak baharatlı bir koku. @Debussy @Ustad ilgili arkadaşlar yardımcı olurlar sanırım :D