Ünlü düşünürümüz bu dünyaya ait değilmiş gibi duran hoşgörünün piri Hazreti Mevlana. Onun felsefesi üzerine şekillenecek her yapıda huzur olur. İnsanı insan olma vasfıyla seven, günahıyla, sevabıyla kabul eden, kökenine, cinsiyetine göre ayırmayan benim ve benim gibi düşünenlerin hem hayran olduğu, hem gurur duyduğu felsefe üstadı. Ne büyük şans ki bu dev gönüllü insan bizimle aynı topraklarda yaşamış. Bütün dünyada hümanist tüm akımların teması, konusu olmuş. Barışın simgesi olmuş Mevlana Celalettin-i Rumi. İşin ilginci onu, bu topraklarda yaşayan bizlerden çok daha iyi bilen, okuyan en önemlisi de anlayan, kültürümüze yabancı insanların olması. House of Matriarch'ın sitesinde görene kadar Hiç aklıma gelmemişti doğrusu; Dünyanın diğer ucu denilebilecek Amerika'da bile oluşturacağı en seçkin eseri ona ithaf edecek kadar sevileceği ve sahiplenileceği.
Fikirler ve felsefeler dünyadan çok büyüktür. "Laf ağızımdan çıktıktan sonra benden bile büyüktür." Ne haklı bir tespittir. İnsanlığın kendiyle barışması için hoşgörüye ihtiyaç var. Evet büyük insanlar yaşamış bu topraklarda. Ünleri dünyaya yayılmış, ancak bu yetmez. "Ne olursan ol gel" diyebiliyorsan; ne mutlu. Aslında ülkelerin sınırları insan ağzından çıkacak bu cümle ile kalkabilir. İnsanları ayıranın ayrıştıranın kökeni veya sınırlarının olması kimin icadıdır acaba?
Bugün size anlatmaya çalışacağım koku Amerika merkezli bir butiğin parfümü: House of Matriarch Ghazal.
Önce biraz butikten bahsetmek istiyorum. Matriarch sözcüğü aslında butiğin konseptini de anlatıyor. Çevirisi manasal olarak "kadın egemenliği, anaerkil" gibi düşünülebilir. House of Matriarch: kurucusu, sahibi, parfümörü olan Christi Meshell in emekleri ve yarattığı konsept ile ilerleyen 2011 yılında kurulmuş bir butik.
Butiğin konsepti günümüzde doğanın kopyalanmasındaki başarısızlıklara bir cevap niteliği taşıyor. House of Matriarch tamamen ya da tamamına yakın oranlarda doğal materyallerle parfüm tasarlayan bir butik. İkameleri kabul etmeyen yapıları, doğadaki kokuların başarısız olarak kopyalanmasının karşısında durmaları takdir edilesi gerçekten. Chiristi Meshell in yaşam felsefesini Navajo kabilesinin hayata bakış açısı oluşturuyor. Parfüm evinin ve hayatının akışını bu felsefe üzerine kurmuş. Navajo yerlileri; bilinen kaynaklarda kültürel gelişimi ile "yeni dünya" denilen Amerikayı işgal eden Avrupalıların "vahşiler" olarak nitelediği yerliler olmasına rağmen yerinden edilmiş bu kabilenin, Amerikayı işgal eden "gerçek vahşi" lerden daha sağlam bir kültürel yapıları olduğunu okuyup şaşırdım.
Markanın sembolü olan M harfinin önemine gelince: M harfinin mistik bir gücü olduğuna inanılıyor; imgelem olarak M harfinin çizimindeki akışın sosyal yardım ve toplumsal barış niteliğinin olduğuna inanılıyor. Yine markanın logolarında ve şişelerinde bulunan geometrik şekiller; kozmik meditasyon içerikli şekillerin, temel elementler olan: ateş, toprak, hava, su ve kozmos u simgelediği söylenmekte. Venüs sembolleri ise markanın kadın merkezli olduğunu açıklıyor.
Parfümleri doldurdukları şişeleri Antik Roma'da kullanılan gözyaşı şişelerine atıfta bulunuyor. O dönemde yas tutanların gözyaşları bir şişeye doldurup mezara konulur; Gözyaşları kurudukça acının azaldığı ve yasın bittiğine inanılırmış. Yine şişedeki bakır rengi ise hammaddeleri damıtan sistemlerde kullanılan bakır malzemelerden almakta. Bakır kokulara damıtma sırasında ritmini veren bir metal olarak biliniyor. Bu kadar çok şeyi okuduktan sonra aslında daha büyük bir hayranlık duymaya başladım; House of Matriarch ve Christi Meshell e.
Gelelim Ghazal'a
Ghazal çok özel ve doğal içeriklerle sınırlı sayıda 2018 yılında üretilmiş. İçeriğinde en kaliteli Lübnan sediri, 1950 lı yıllardan Mysore Sandal Ağacı , 1920 li yıllardan Yeni Zellanda Ambergrisi ve özel bir tür tütsü kullanılmış.
Parfümün, bölümlere ayırıp koklamak için olmadığı, bir tümdengelim içerdiği mutlak. O yüzden giriş, gelişme, sonuç şeklinde bir inceleme çok gerçekçi olmayacaktır. Kokuyu ilk kullandığım anda, bugüne kadar koklamadığım kalitede, asla sıradan olmayan bir tütsü karşıladı beni, ona eşlik eden yine hiç koklamadığım neredeyse uda benzer bir sedir kokladım. Ama ne sedir. Sanki yakılıp kurutulmuş gibi geliyor. Ve hani o sıradan sedirlerdeki buruk bir koku vardır. O koku bu sedirde yok. Biraz karanlık yapıda bir odunsu olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ve tabiki bu iki notanın baskılamasına rağmen parıldayan kremsi, ılık tonlarda ve pürüzsüz bir sandal ağacı. Gerçekten muazzam. Bu üçlünün baskısındanmıdır bilemiyorum ancak; ambergrisi net olarak hissedemedim. Ancak aradan biraz küflü belki biraz tozlu, hafiften de kirli (ama bu kirlilikten kastım pis bir koku değil) bir koku alıyorum ki; bunun ambergris olduğuna çok eminim. Evet aradan bir yarım saat geçtikten sonra tütsünün etkisinin azalması ile artık ambergrisi net olarak koklamaya başlıyorum. Alışıla gelmiş kuvvetli ambergrisler gibi değil. Çok yumuşak tonlarda ama çok güzel bir kokusu var. Son olarak baştaki yoğun hissedilen kokular geri çekilerek yerlerini ambergris e bırakıyorlar. Açıkçası kendimi şanslı hissediyorum. Zira bu kadar yüksek kalitede ve nadir bulunabilecek bu materyallerle hazırlanmış bu parfümü kullanmak; inanın gerçekten bu hobinin merkezinde olduğu hissini veriyor insana. Koku için giriş gelişme sonuç gibi bölümleme yapmayacağımı başta söylemiştim. Zira bu kokuda başrol oyuncusu yok, yardımcı oyuncu yok, figüran yok. Tamamen 4 yönetmen var. Üzerimdeki kokunun keyfini sürmek bunu düşünmekten çok öteydi inanın bana.
Sonuç olarak: vintage ve çok pahalı ve özel malzemelerle hazırlanmış, bir araya getirilmesi zor bir kadro ile oluşturulmuş bir parfüm Ghazal. Yanı sıra belirtmemde fayda var; gayet kullanılabilir, köşeli yanları olmayan, zorlamayan ve yine pürüzsüz bir parfüm yapmış Christi Meshell. Satış fiyatı gerçekten ütopik 838 usd. Ancak bu kokuya verilen para için; verilen paranın çok kaliteli bir vintage parfüme verilen paradan farkı: vintage parfüme öden para; geçmişte oluşturulmuş şişelenmiş ve yine geçmişte üretimi bitmiş parfümün arz talep durumu ile oluşmuş fiyatlandırılması iken; Ghazal daki durum geçmişten bu güne korunmuş materyallerin bugün geleneksel yolla damıtılarak günümüzde şişelenmesi denilebilir. Fiyatı da haliyle 1940 lı yıllara ait iyi korunmuş bir vintage parfüm parasına bu yüzden ulaşıyor. Pozitif bir korelasyon söz konusu yani. Koleksiyon için çok sayıda üretilmemiş bu parfümü almak ve dolabınıza koymak bile sizi Ghazal ve diğerleri noktasına getirebilir. Ekonomik koşullarım el verirse bir şişesine sahip olmak isteyeceğim ama bu olmazsa da koklamış olmamla kendimi şanslı sayacağım, Hz.Mevlana ya adanmış olması ile de gözümde ayrı bir yer edinen parfüm olarak zihnimde kalacak.
Hiç değinmedim; zira performansı çok önemli değildi benim için ama yine de performansı gayet iyi denilebilir.
Hatamız varsa affola.
Fikirler ve felsefeler dünyadan çok büyüktür. "Laf ağızımdan çıktıktan sonra benden bile büyüktür." Ne haklı bir tespittir. İnsanlığın kendiyle barışması için hoşgörüye ihtiyaç var. Evet büyük insanlar yaşamış bu topraklarda. Ünleri dünyaya yayılmış, ancak bu yetmez. "Ne olursan ol gel" diyebiliyorsan; ne mutlu. Aslında ülkelerin sınırları insan ağzından çıkacak bu cümle ile kalkabilir. İnsanları ayıranın ayrıştıranın kökeni veya sınırlarının olması kimin icadıdır acaba?
Bugün size anlatmaya çalışacağım koku Amerika merkezli bir butiğin parfümü: House of Matriarch Ghazal.
Önce biraz butikten bahsetmek istiyorum. Matriarch sözcüğü aslında butiğin konseptini de anlatıyor. Çevirisi manasal olarak "kadın egemenliği, anaerkil" gibi düşünülebilir. House of Matriarch: kurucusu, sahibi, parfümörü olan Christi Meshell in emekleri ve yarattığı konsept ile ilerleyen 2011 yılında kurulmuş bir butik.
Butiğin konsepti günümüzde doğanın kopyalanmasındaki başarısızlıklara bir cevap niteliği taşıyor. House of Matriarch tamamen ya da tamamına yakın oranlarda doğal materyallerle parfüm tasarlayan bir butik. İkameleri kabul etmeyen yapıları, doğadaki kokuların başarısız olarak kopyalanmasının karşısında durmaları takdir edilesi gerçekten. Chiristi Meshell in yaşam felsefesini Navajo kabilesinin hayata bakış açısı oluşturuyor. Parfüm evinin ve hayatının akışını bu felsefe üzerine kurmuş. Navajo yerlileri; bilinen kaynaklarda kültürel gelişimi ile "yeni dünya" denilen Amerikayı işgal eden Avrupalıların "vahşiler" olarak nitelediği yerliler olmasına rağmen yerinden edilmiş bu kabilenin, Amerikayı işgal eden "gerçek vahşi" lerden daha sağlam bir kültürel yapıları olduğunu okuyup şaşırdım.
Markanın sembolü olan M harfinin önemine gelince: M harfinin mistik bir gücü olduğuna inanılıyor; imgelem olarak M harfinin çizimindeki akışın sosyal yardım ve toplumsal barış niteliğinin olduğuna inanılıyor. Yine markanın logolarında ve şişelerinde bulunan geometrik şekiller; kozmik meditasyon içerikli şekillerin, temel elementler olan: ateş, toprak, hava, su ve kozmos u simgelediği söylenmekte. Venüs sembolleri ise markanın kadın merkezli olduğunu açıklıyor.
Parfümleri doldurdukları şişeleri Antik Roma'da kullanılan gözyaşı şişelerine atıfta bulunuyor. O dönemde yas tutanların gözyaşları bir şişeye doldurup mezara konulur; Gözyaşları kurudukça acının azaldığı ve yasın bittiğine inanılırmış. Yine şişedeki bakır rengi ise hammaddeleri damıtan sistemlerde kullanılan bakır malzemelerden almakta. Bakır kokulara damıtma sırasında ritmini veren bir metal olarak biliniyor. Bu kadar çok şeyi okuduktan sonra aslında daha büyük bir hayranlık duymaya başladım; House of Matriarch ve Christi Meshell e.
Gelelim Ghazal'a
Ghazal çok özel ve doğal içeriklerle sınırlı sayıda 2018 yılında üretilmiş. İçeriğinde en kaliteli Lübnan sediri, 1950 lı yıllardan Mysore Sandal Ağacı , 1920 li yıllardan Yeni Zellanda Ambergrisi ve özel bir tür tütsü kullanılmış.
Parfümün, bölümlere ayırıp koklamak için olmadığı, bir tümdengelim içerdiği mutlak. O yüzden giriş, gelişme, sonuç şeklinde bir inceleme çok gerçekçi olmayacaktır. Kokuyu ilk kullandığım anda, bugüne kadar koklamadığım kalitede, asla sıradan olmayan bir tütsü karşıladı beni, ona eşlik eden yine hiç koklamadığım neredeyse uda benzer bir sedir kokladım. Ama ne sedir. Sanki yakılıp kurutulmuş gibi geliyor. Ve hani o sıradan sedirlerdeki buruk bir koku vardır. O koku bu sedirde yok. Biraz karanlık yapıda bir odunsu olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ve tabiki bu iki notanın baskılamasına rağmen parıldayan kremsi, ılık tonlarda ve pürüzsüz bir sandal ağacı. Gerçekten muazzam. Bu üçlünün baskısındanmıdır bilemiyorum ancak; ambergrisi net olarak hissedemedim. Ancak aradan biraz küflü belki biraz tozlu, hafiften de kirli (ama bu kirlilikten kastım pis bir koku değil) bir koku alıyorum ki; bunun ambergris olduğuna çok eminim. Evet aradan bir yarım saat geçtikten sonra tütsünün etkisinin azalması ile artık ambergrisi net olarak koklamaya başlıyorum. Alışıla gelmiş kuvvetli ambergrisler gibi değil. Çok yumuşak tonlarda ama çok güzel bir kokusu var. Son olarak baştaki yoğun hissedilen kokular geri çekilerek yerlerini ambergris e bırakıyorlar. Açıkçası kendimi şanslı hissediyorum. Zira bu kadar yüksek kalitede ve nadir bulunabilecek bu materyallerle hazırlanmış bu parfümü kullanmak; inanın gerçekten bu hobinin merkezinde olduğu hissini veriyor insana. Koku için giriş gelişme sonuç gibi bölümleme yapmayacağımı başta söylemiştim. Zira bu kokuda başrol oyuncusu yok, yardımcı oyuncu yok, figüran yok. Tamamen 4 yönetmen var. Üzerimdeki kokunun keyfini sürmek bunu düşünmekten çok öteydi inanın bana.
Sonuç olarak: vintage ve çok pahalı ve özel malzemelerle hazırlanmış, bir araya getirilmesi zor bir kadro ile oluşturulmuş bir parfüm Ghazal. Yanı sıra belirtmemde fayda var; gayet kullanılabilir, köşeli yanları olmayan, zorlamayan ve yine pürüzsüz bir parfüm yapmış Christi Meshell. Satış fiyatı gerçekten ütopik 838 usd. Ancak bu kokuya verilen para için; verilen paranın çok kaliteli bir vintage parfüme verilen paradan farkı: vintage parfüme öden para; geçmişte oluşturulmuş şişelenmiş ve yine geçmişte üretimi bitmiş parfümün arz talep durumu ile oluşmuş fiyatlandırılması iken; Ghazal daki durum geçmişten bu güne korunmuş materyallerin bugün geleneksel yolla damıtılarak günümüzde şişelenmesi denilebilir. Fiyatı da haliyle 1940 lı yıllara ait iyi korunmuş bir vintage parfüm parasına bu yüzden ulaşıyor. Pozitif bir korelasyon söz konusu yani.
Koleksiyon için çok sayıda üretilmemiş bu parfümü almak ve dolabınıza koymak bile sizi Ghazal ve diğerleri noktasına getirebilir. Ekonomik koşullarım el verirse bir şişesine sahip olmak isteyeceğim ama bu olmazsa da koklamış olmamla kendimi şanslı sayacağım, Hz.Mevlana ya adanmış olması ile de gözümde ayrı bir yer edinen parfüm olarak zihnimde kalacak.Hiç değinmedim; zira performansı çok önemli değildi benim için ama yine de performansı gayet iyi denilebilir.
Hatamız varsa affola.
Son düzenleme:
