Portrait of a lady...

Chypre

Meşe Yosunu
#1
1553695482224.png 1553695612910.png
Bir kadının portresi...



Kestane rengi saçlarını topladı, elmacık kemiklerine yağan gözyaşlarını allık ile kapattı, burnunu pudraladı şölene davetkar kırmızı rujunu sürdü…

Gerdanını inci kolyesiyle süsledi ,narin kulaklarına da inci küpleri ekledi…

Pudra rengi üzerine kırmızı puantiyeli elbisesini, mürdüm rengi kadifemsi şalını zarif omuzlarına iliştirdi…

Eşinin ölmeden önce son bir isteği vardı, sevdiği kadının en mutlu halindeki portresinin evinin en güzel yerinde durmasıydı…

Ama göremeyecekti…

1553695309708.png
Kadın zor günler geçirmiş ama bu son isteğini aklından çıkaramamıştı…

Onun için son bir görev belki de bir mirastı…

Belki anlamı yoktu ama eşinin ruhunun bir yerlerde o tabloyu görüp mutlu olacağını hissediyordu…

Bu his o her zaman istediği en mutlu an tablosunun yansıması olacaktı işte…

Evinin oturma odasına gitti eski antika mobilyaları vardı pek temizlik yapamamıştı tozlar dışardan içeri giren ışığa teslim olmuşlardı…

Birazdan ressam gelecek ve içsel gitmişliğini silip dışsal zoraki mutluluğunu tuale betimleyecekti..

Hazır mıydı?

Eşinin en sevdiği renk kırmızıydı haliyle en sevdiği çiçekte asil kırmızı güller oluyordu…

Gözlerini vazoda duran güllere çevirdi yeni gelmişti…

Eşi her gün güller gönderirdi kadına, gülleri görünce acı bir tebessüm kondu dudağının kenarına gözleri hole bakakaldı…

Mutfaktan az önce yaptığı özel karışımının kokusu burnunu okşuyordu…

Taze ahududuları siyah üzümle karıştırıp içine karanfil ve tarçın atıp suyla pişiriyor nefis bir şurupvari içecek elde ediyordu…

Mutfak penceresinden davetsiz rüzgarın vazoda ki güllerin kokusu ve mutfaktan gelen karışımıyla bütünleşip evde sıradışı koku karnavalına dönüştüğüne şahit oluyordu…

Ayağa kalkıp bu kokuyu tamamlamak adına sedir tütsü kayığına tütsüyü yerleştirip yaktı…

Gözlerini kapadı tüm kokuyu burnuna çekti elmacık kemikleri ıslandı….

Kapının çaldığını duydu vakit gelmişti…

Ressamı tüm zarafetiyle odaya davet etti…

Odada ki kokudan sarhoş olmuşçasına sendeledi ressam bu kokuyu tuvale resmedebilirmiyim diye içinden geçirdi…

Kadının,odanın kırmızısı ve içerdeki koku ressamı büyülemişti…

Ressam evdeki ışığın yönünü ayarlayıp kadına oturacağı yeri işaret etti…

Kadının son görevi yerine getirme isteği ressamın sarhoş olan ruhuyla bütünleşip portreye başlama isteği birleşti…

Son rütuşları oturma tarzını duruşu anlattı ressam…

Kadın dediğini yaptı…

Hüzünlü bir gülümsemeyle başladı yüzünde ki ifade…

Hafif sağa dönük sol eli sağ elinin üzerine koydu ve son olarak ellerini de dizlerine bıraktı…

Birkaç saat sonra portre tamamlanmış kurumaya bırakılmıştı…
...

Frederic Malle- Portrait of a lady...

Kokladığım en farklı gül yorumu kah içeriğinde ki meyveli gül kullanımı kah baharatların uyumu kah sakız ve tütsünün verdiği sarhoşluk hissi...
Gül baştan sona hakim, meyvelerle birlikte gül ile açılış yaptıktan sonra baharatlar eklenip kirli bir gül ile devam edip tütsü ve paçuli eklendikten sonra tatlı doğal bir gül kokusu oluyor ayrıca kadifemsi bir hissiyat baştan sona sizinle birlikte...
Tamamiyle avrupai bir gül kokusu arabik esintilere rastlamıyorum kaldı ki rastlamak istemiyorum...
Gözlerinizi kapatın ve hikayede ki odayı hayal edin...
Sürç-i lisan ettiysek affola...

Başkalarının öldüğünü görmek kadar bize yaşadığımızı duyumsatan bir şey yoktur...
 

Ekli dosyalar

Tuberose

Meşe Yosunu
#2
Döktürmüşsün üstad , anlattığın hikaye tüm gerçekliğiyle gözümün önünden geçti film gibi...POAL in güzelliğine zaten söylenmesi gereken her şeyi söylemişsin. Kalemine , yüreğine sağlık
 

Chypre

Meşe Yosunu
#5
Bağışlayın pek fikir sahibi olmamamışsınızdır muhtemelen:) ben bu tarz seviyorum hikaye ile kokuyu birleştirip betimleme yaparak anlatmayı :)
Dilimizin döndüğünce kusurumuz varsa affola:)
Güzel sözler için çok teşekkür ediyorum :)