Bugün babalar günü. Başta kendi babam olmak üzere tüm babaların babalar gününü kutluyorum.
Çocuk bir ağaçtır. Anne toprak, baba cansuyudur. Bizim toplumumuzda duygularını alenen yaşanması; erkekler ağlamaz, çocuğa yüz verirsen tepene çıkar, kızını dövmeyen dizini döver gibi sözlerle engellendiğinden içinde taşıdığı pamuk kalbini göremeyiz çoğu zaman. Kararlar verirken sorumluluklar almaktan çekinmemesi ve verdiği karaların sonuçlarını göğüslemek zorunda olması gerektiğinden, sürekli tedirgin ve gergin görürüz babayı. Ama biliriz ki gece evin tüm odalarını gezer. Şefkatini, merhametini uyurken üzerimizden düşen yorganı üzerimize çektiğini yarı uykuluyken anlarız. Sadece fizyolojik bir olay değildir baba olmak. Mesela çok isteyip; yanıp tutuşup çocuk sahibi olamayanlar vardır. Ya da eşini kaybettiği için çocuğuna baba olmak zorunda olan anneler. Veya mahallenin koruyup kollayan abisi, amcası, dedesi. Biliyorum ki onlar da en az benim kadar babalardır. Hayatın her aşamasında içinde coşku olmuyor insanın ya da her zaman yüzü gülmüyor bir babanın ama bilmemiz gerek ki. Onun yüzüne düşen derdi de evlatlarının geleceğidir. Ben baba yüreği taşıyan her bireyin babalar gününü kutlamak istiyorum.
Hayatta olmayan babalarımız da var elbet. İnsanın eseri evladıdır. Babanın mirası da kimseye benzemeyen kişiliğidir. Bizler yaşadıkça, babalarımızın huzuru bulması için onların yıllarca anlatmaya çalıştığı düzgün kişiliğe sahip olma hedefinden asla sapmadan yürüyüp; bu dünyada amaçladığı şeyi ona hediye etmiş olacağız. Kaybettiğimiz tüm babalar ışıklar içinde evlatlarıyla gurur duyarak, huzurlu uyusunlar.