Bugün Francesca Bianchi The Lover's Tale kullandım. Parfüm benim tenimde bir kaç fazda görüldü. İlk sıkışta tozlu bir iris kökü baya belirgin. Bundan dolayı olgun kadın kokusu izlenimi verdi. Sonradan deri baya canlı, sıcak, hafif kanlı halde ortaya çıktı. Bu kısmı benim için en gerçekçi deri kullanımı örneklerinden biri. Zaten buradan sonra zorlayıcı kısımları başladı. O deri hissiyatının üzerine çiftlik efekti olan bir hayvansal nota belirdi. Burası bana İstanbul'daki Kadıköy-Tavşantepe M4 metro ağının kendine has kokusunu hatırlattı. Bu ağı kullananlar bilir metronun herhangi bir durağına girer girmez karşılayan acayip keskin bir kokudur bu. Hafiften ahırı da andırıyor. İşte bu parfümün geçişlerinden biri de o kokunun daha yumuşak hali gibi. Sonları ise biraz tanıdık ama burnumuzun rahatlaması için artık devreye girmesi gereken pudralı hafif tatlı bir misk kokusu beliriyor. Bence parfüm feminen tarafa daha yakın tabi kendi liginde daha yakın yoksa şu an piyasadaki bilinen çoğu designer erkek parfümünden daha maskülen. Dün bileğime 1 fıs sıkmıştım şu an hala kokuyor. Hem de belirgin bir şekilde kokuyor. Kan kırmızısı renginden az çok güçlü olacağını tahmin etmiştim ama bu kadarını beklemiyordum.