Bugün Hangi Parfümü Kullandım?

Amouage opus XI
Bir arkadaşımın çok hoşuna giderek rica minnet istemesi sonucu bayağı bir arayışta olduğum bu kokunun dekantını hediye ettim .
Vermeden önce son kez sıktım ve eve döndüğümde eşim çok güzel kokuyorsun dedi, işin ilginci bu parfümü evde sıkmam yasaktı söyleceklerim bu kadar.
Çok şükür elimde gucci guilty absolute var en azından anımsatan bir koku
 

Suox

Meşe Yosunu
Bugün Bortnikoff Amber Cologne kullandım.

Zannediyorum markanın en çok aranan ve en çok beğenilen kokusu,böyle olmasının nedeni günlük kullanıma uygun olması ve pürüzsüz yapısından ileri geliyor diye düşünüyorum.

Daha çok kullandıkça detayları paylaşmak istiyorum ancak şuan için çok erken,yine de güzel çiçeklerin tatlı ekşi citrus notaların ambergris ile buluşması şeklinde kısaca yorumlayabilirim.
 

M-rah

Meşe Yosunu
Bugün ne giydim; Casual siyah pantolon, gri sweatshirt ve siyah deri ceket, son olarak kombini Nicolai New York Intense ile tamamladım.
Derby, Aramis gibi maskülen parfümleri anımsatıyor bana fakat bunda ekstra derinlerden gelen tatlılık hissediyorum, daha yeni deneyimliyorum gün sonunda 2. sekans tamamlanacak.
 

Pomak

Meşe Yosunu
Robert piguet knightsbridge

Materyal kalitesi anlamında ülkemizde satışta olan Robert piguet ler den çok daha kaliteli, performansı başarılı fakat tatlılık açısından benim limitlerimin üzerinde. Erkek kullanıcılar dan ziyade bayan arkadaşlara tavsiye ederim.
 
Blûğ? Bleuğ? Bölöğğ? Blö?! dö Şanel. Ha! bi de; Ö dö Pağfam. Hayat Fransızlara zor gerçekten.

Bu parfümü bir mavi temalı, ferah, tütsülü amber yorumu olarak özetleyebilirim… Ama bu şekilde tek cümle ile de ne bileyim, kompleks bulduğum bir koku çünkü. Mesela, mavi Sauvage’dan daha kompleks bir koku profiline sahip, bu şeklide de kokuyor, bunu hissedebiliyorsunuz. Tabii estetik değer olarak bu, rölatif bir özellik.

Bu hafta iş anlamında yoğun bir hafta geçiriyorum, bu yüzden sabah pek düşünmeden kolay giyilebilir joker parfümlere gidiyor elim.
 
Son düzenleme:

Debussy

Moderator
Yönetici
Vintage splitindeki birkaç parfümü kullanıp denedim bugün. Alerjik problemler başta olmak üzere bazı sorunlardan ötürü eskisi kadar iyi koku alamıyorum o nedenle ilk izlenim yapmıyorum uzun süredir, bir de üstüne Cartier de Santos tam bir alerjik patlamaya neden oldu dün, gene de bugün test ettiğim parfümlere kısa bir ön değerlendirme yapmak istedim.

Nino Cerrutti Pour Homme (1979): Çiçeksi maskülen parfüm nasıl olur dersi :). Gerçekten beğendim, oldukça özgün ve dönemin yeşil odunsu ağır toplarındaki karaktere sahip olsa da 1979'a göre oldukça modern ve rakiplerinden başkalaşmayı başarmış. Givenchy Insense gibi parfümlerin atası buymuş meğerse. Yasemin, ardınç gibi kompozisyon dengesini altüst edebilecek tehlikeli notalar belirgin ama çok güzel ve incelikli kullanılmış. Öyle çok değişken bir parfüm değil ama ortaya çıkan akor nefis ve kalıcılık, kalite gibi değerleri de çok başarılı.

Versace L'homme: Adını duysam da bir şey okumamıştım hakkında, notalarında da deriyi falan görünce daha ağır ve tipik döneminin parfümlerinden bir şeydir şekilinde düşünmüştüm ama iyi ki yanlış düşünmüşüm. Gayet kibar, temiz, sükunetli yönleri olan bir kokuymuş; deri falan yumuşak çok keyifli kullanılmış. Yeşilliği sağlayan ana notalardan birinin fesleğen olması da dönemin salt meşe yosunu/kasnı otu ağırlıklı yeşil parfümlerden bariz ayırmış, daha dingin yöne çekmiş, hafif tatlı hoş bir atmosfer sağlamış. Bütünde biraz zayıf ve kısa ömürlü gibi duruyor ama arada böyle koklayıp rahatlamak istenecek bir parfüm bu yüzden ideal buldum. Koku oturduktan sonra belli bir süre için çok net bir vetiver domine ediyor ama notalara yazmamışlar fragrantica'da falan, teessüf ederim :) Nino Cerutti'nin Pour Homme'u gibi L'homme de Versace'ın ilk erkek kokusu, fabrikasyona bağlamadan önce markalar sükse yaratıp kalıcı olabilmek için ilk kokuları üzerinde ekstradan durdukları aşikar. İlk parfümlerden sonra çoğu markanın devamı saldım çayıra mevlam kayıra oluyor, böyle markaların özellikle ilk parfümlerine ve orijinal formüllerine eğilmek lazım.

DK Men Unleaded: Orijinal DK nasıldır fikrim yok denemedim ama onun flanker'ı olan Unleaded benlik olmadığı açık. Ben beğenmedim daha doğrusu bana bir şey hissettirmedi ama genel kullanım için beğenenler olacaktır. 90'ların jenerik koku örneklerinden bence, genç işi, direkt kafada 90'larda pek popülerleşen kot pantolon ceket trendi vesaire geldi :). Benim tarzım değil açıkçası, bu fiyatları hak ettiğini kati suretle düşünmüyorum, şişesinin karizmasından noksan bir koku. Tatlı yumuşak süet etrafında şekilleniyor. Adaçayı falan çok belirgin, severim adaçayı kokusunu falan ama ee yani oldum. Jenerik, gündelik kullanım için iyi alternatif olabilir diğer taraftan ama bence kokuyu derinleştiren dokunuşlara ihtiyaç var. Tam aynı klasman değil ama misal Vintage Bvlgari Black falan daha güzel ve daha kolaya uyguna bulursun. Pahalılığını ve ünlülüğünü sadece kolay bulunur olmamasına ve eksantrik şişesine bağlıyorum :).

Escada Pour Homme: Bu arkadaşta da jenerik doku olmakla beraber Dk'ya nazaran kesinlikle oturaklı ve karakterli bir parfüm,.Unleaded'da olmayan derinlik ve oturmuşluk bunda var, jeneriklik olacaksa böyle olsun işte :). Aslında yıllar önce sürmeli biçimde denemiştim, belki o daha yeni versiyondu bilemiyorum fakat o zaman kötü bulmasam da hiçbir şey hissettirmemişti ama bu deneyimimde sevilebilir ve keyifli buldum, belki aynı esnada denedigim DK'nin yapamadığını yaptığı içindir. Piyasadaki ünlü modern boozy kokuların (Enigma, Baraonda, Apple Brandy etc.) tatlılık dozajını iyi ayarlayamadığını düşünüyorum ama Escada arzuladığıma yakın başarılı ve güzel bir dengeyi yıllar önce yakalamış hali hazırda. Başlangıç baharatlı aromatik fujer kafasında eski ekol; güzel ve kaliteli olsa da benzerlerinden pek farklı değil ama sonrasında içki efekti gelip bu akor üzerinden kendini gösterince gayet dengeli hoş bir birliktelik ortaya çıkıyor. Öyle çok etkilemese bile boozy kısımları koklamaktan keyif aldım. Modern boozy parfümlerinde hissettiğim bir oturmamışlık bu parfümde yok. Bence boozy akoru Sultan Pasha Tabac Grande tarzı sert bir tütünlerle ya da Escada'daki gibi baharatlar, lavantalar temeli üzerine kurulunca daha iyi randıman alınıyor, öteki türlü kaliteli konyak-viski kokusundan ziyade şurup misali likörlere kayıyor mevzu :) Vanilya gibi notalar devreye girdiğinde iyice jeneriklesse de tatlılik ele geçirmiyor. Yani harikalar yaratmasa da güzel bir parfüm.

Calvin Klein Obsession Kadın: Aslında bunu dün sıkmıştım ama hala daha tenimde varlık gösterince bahsedeyim dedim, 80'ler powerhouse örneklerinden gerçekten kuvveti yerinde. Erkek Obsession'a benzerliğini duymuştum duymasına ama çok benzediğine ihtimal vermemiştim fakat vintage CK'lar ekseninde konuşacak olursam benzerlik oranı yüksekmiş cidden, benzeri amber-vanilya-baharat-tütsü birlikteliği var nüanslardan ayrı yollara sapıyorlar, eski versiyon erkek olanı lavanta gibi farklı notalar barındırarak dönenim erkek kokularına dokunuyor vesaire. Obsession aynı zamanda Must de Cartier Extrait'e çok benziyor ama Must de Cartier (Kadın olan) benzer akora galbanum gibi yeşil notaları yedirmesiyle ilginç ve farklı bir yola sapmışken Obsession daha uyumlu ve güvenli bir yoldan ilerliyor, Calvin'in portakalı vesaire daha bol keseden hissediliyor :).
 
Son düzenleme:
Vintage splitindeki birkaç parfümü kullanıp denedim bugün. Alerjik problemler başta olmak üzere bazı sorunlardan ötürü eskisi kadar iyi koku alamıyorum o nedenle ilk izlenim yapmıyorum uzun süredir, bir de üstüne Cartier de Santos tam bir alerjik patlamaya neden oldu dün, gene de bugün test ettiğim parfümlere kısa bir ön değerlendirme yapmak istedim.

Nino Cerrutti Pour Homme (1979): Çiçeksi maskülen parfüm nasıl olur dersi :). Gerçekten beğendim, oldukça özgün ve dönemin yeşil odunsu ağır toplarındaki karaktere sahip olsa da 1979'a göre oldukça modern ve rakiplerinden başkalaşmayı başarmış. Givenchy Insense gibi parfümlerin atası buymuş meğerse. Yasemin, ardınç gibi kompozisyon dengesini altüst edebilecek tehlikeli notalar çok güzel ve incelikli kullanılmış. Öyle çok değişken bir parfüm değil ama ortaya çıkan akor nefis ve kalıcılık, kalite gibi değerleri de çok başarılı.

Versace L'homme: Adını duysam da bir şey okumamıştım hakkında, notalarında da deriyi falan görünce daha ağır ve tipik döneminin parfümlerinden bir şeydir şekilinde düşünmüştüm ama iyi ki yanlış düşünmüşüm. Gayet kibar, sükunetli yönleri olan bir kokuymuş; deri falan yumuşak çok keyifli kullanılmış. Yeşilliği sağlayan ana notalardan birinin fesleğen olması da dönemin salt meşe yosunu/kasnı otu ağırlıklı yeşil parfümlerden bariz ayırmış, daha dingin yöne çekmiş, hafif tatlı hoş bir atmosfer sağlamış. Bütünde biraz zayıf ve kısa ömürlü gibi duruyor ama arada böyle koklayıp rahatlamak istenecek bir parfüm bu yüzden ideal buldum. Koku oturduktan sonra belli bir süre için çok net bir vetiver domine ediyor ama notalara yazmamışlar fragrantica'da falan, teessüf ederim :) Nino Cerutti'nin Pour Homme'u gibi L'homme de Versace'ın ilk erkek kokusu, fabrikasyona bağlamadan önce markalar sükse yaratıp kalıcı olabilmek için ilk kokuları üzerinde ekstradan durdukları aşikar, mesela birazdan bahsedeceğim Escada Pour Homme vesaire de öyle. İlk parfümlerden sonra çoğu markanın devamı saldım çayıra mevlam kayıra oluyor, böyle markaların özellikle ilk parfümlerine ve orijinal formüllerine eğilmek lazım.

DK Men Unleaded: Orijinal DK nasıldır fikrim yok denemedim ama onun flanker'ı olan Unleaded benlik olmadığı açık. Ben beğenmedim daha doğrusu bana bir şey hissettirmedi ama genel kullanım için beğenenler olacaktır. 90'ların jenerik koku örneklerinden bence, genç işi, direkt kafada 90'larda pek popülerleşen kot pantolon ceket trendi vesaire geldi :). Benim tarzım değil açıkçası, karakteriyle ve çok matah olmayan kalitesiyle bu fiyatları hak ettiğini kati suretle düşünmüyorum, şişesinin karizmasından noksan bir koku. Tatlı yumuşak süet etrafında şekilleniyor. Adaçayı falan çok belirgin, severim adaçayı kokusunu falan ama ee yani oldum. Jenerik, gündelik kullanım için iyi alternatif olabilir diğer taraftan ama bence kokuyu derinleştiren dokunuşlara ihtiyaç var. Tam aynı klasman değil ama misal Vintage Bvlgari Black falan daha güzel ve daha kolaya uyguna bulursun. Pahalılığını ve ünlülüğünü sadece kolay bulunur olmamasına ve eksantrik şişesine bağlıyorum :).

Escada Pour Homme: Bu arkadaşta da jenerik doku olmakla beraber kesinlikle oturaklı ve karakterli bir parfüm, Unleaded'da olmayan derinlik, oturmuşluk ve zenginlik bunda var, jeneriklik olacaksa böyle olsun işte :). Aslında yıllar önce sürmeli biçimde denemiştim, belki o daha yeni versiyondu bilemiyorum fakat o zaman kötü bulmasam da hiçbir şey hissettirmemişti ama bu deneyimimde sevilebilir ve keyifli buldum. Piyasadaki ünlü modern boozy kokuların (Enigma, Baraonda, Apple Brandy etc.) tatlılık dozajını iyi ayarlayamadığını düşünüyorum ama Escada arzuladığım başarılı ve güzel bir dengeyi yıllar önce yakalamış hali hazırda. Başlangıç baharatlı aromatik fujer kafasında eski ekol; güzel olsa da kalitesi benzerlerinden pek farklı değil ama sonrasında içki efekti gelip bu akor üzerinden kendini gösterince gayet dengeli hoş bir birliktelik ortaya çıkıyor. Öyle çok etkilemese bile boozy kısımları koklamaktan keyif aldım. Gündelik de kullanırım dediğim klas bir iş. Modern boozy parfümlerinde hissettiğim bir oturmamışlık bu parfümde yok. Bence boozy akoru Sultan Pasha Tabac Grande tarzı sert bir tütünlerle ya da Escada'daki gibi baharatlar, lavantalar temeli üzerine kurulunca tam randıman alınıyor, öteki türlü kaliteli konyak-viski kokusundan ziyade şurup misali likörlere kayıyor mevzu :) Vanilya gibi notalar devreye girdiğinde de tatlı komasına dönüşmüyor.

Calvin Klein Obsession Kadın: Aslında bunu dün sıkmıştım ama hala daha tenimde varlık gösterince bahsedeyim dedim, 80'ler powerhouse örneklerinden gerçekten kuvveti yerinde. Erkek Obsession'a benzerliğini duymuştum duymasına ama çok benzediğine ihtimal vermemiştim fakat vintagelar ekseninde konuşacak olursam benzerlik oranı yüksekmiş cidden, benzeri amber-vanilya-baharat-tütsü birlikteliği var nüanslardan ayrı yollara sapıyorlar, eski versiyon erkek olanı lavanta gibi farklı notalar içerek dönenim aromatiklerine dokunuyor vesaire. Obsession aynı zamanda Must de Cartier Extrait'e çok benziyor ama Must de Cartier (Kadın olan) benzer akora galbanum gibi yeşil notaları yedirmesiyle ilginç ve özgün bir yola sapmışken Obsession daha uyumlu ve güvenli bir yoldan ilerliyor, Calvin'in portakalı vesaire daha bol keseden hissediliyor :).
@Debussy elinize sağlık, keyifle okudum:) Eğer imkanınız olursa denedikçe diğerlerini de yorumlayabilirseniz seviniriz:)
 

Debussy

Moderator
Yönetici
@Debussy elinize sağlık, keyifle okudum:) Eğer imkanınız olursa denedikçe diğerlerini de yorumlayabilirseniz seviniriz:)
Teşekkür ederim :). Elbette, bölüştürmede yer alan parfümlerin belli bir kısmını kullandım ve muhtemelen geçmişte yorumlamışımdır ama 3-4 tane daha hiç denemediğim parfüm var onları da deneyimlediğimde naçizane bir yorum yaparım :)