Bugün Hangi Parfümü Kullandım?

Maison Francis Kurkdjian - Oud Extrait.. Normal edp halini daha çok beğendim. Oud extrait açılışındaki yoğun vanilya dışında pek bir yenilik vaad etmemekte
 
Five O'Clock Au Gingembre, Serge Lutens

Screen-Shot-2015-11-29-at-15.34.10-1.png

Viktorya dönemi adeta seromoni haline dönüşen keyifli bir aristokrat ritüeli olan 5 çayı geleneğinden ilham alan, Serge Lutens’ın 2008 çıkışlı bir çay ve zencefil parfümü. Adındaki ve kokudaki zencefilin ise o dönem 5 çayı sofralarının en sevilen parçalarından ve genel olarak da Büyük Britanya’nın klasikleşmiş lezzetlerinden biri olan zencefil kurabiyelerinden referans alındığını düşünüyorum.

Açılışı rahatlatıcı çay ve bergamot ile ferah bir şekilde açılan koku, 5 çayı geleneğinde genellikle tercih edilen pencerenin baktığı yeşil ferahlığı yansıtıyor gibi. Kokunun açılışı bu geleneğinin ilk dakikalarındaki neşeli, aydınlık ve ferah ortamını yansıtırken, size çay kokulu, temiz, davetkar bir masa sunuyor. Çay kullanımı, diğer bazı çay parfümleri gibi yoğun bir doğal çay kokusu şeklinde değil. Buradaki stilize edilmiş, şık, zarif bir tarzda jenerik biçimde sunulan ve gurme bir yön ile anlam kazanan bir çay yorumu.

Dakikalar sonra çay masamız, geleneğin ayrılmaz parçası lezzetlerle dolmaya başlıyor… Ferah bir çay ile açılan koku gurme yöne doğru evriliyor:

Bu masanın yıldızı baharatlı, bal ile zencefilin harmanlaması ile yapılan, Britanya’da lezzet geleneği 1390 yılına kadar giden zencefil kurabiyesi. Kokuda, zencefil en fazla hissedilen notalardan biri olmakla birlikte bu bölümdeki kurabiyemizde en fazla hissedilen baharat; tarçın ve tatlılık olarak da; dipten gelen bal notası. Tarçınlı, ballı zencefil kurabiyemizle çayımızı yudumlarken, açılıştaki yeşil, aydınlık ambiyans yerini güneşin batışıyla birlikte gelen daha loş bir havaya bırakıyor.

Kokunun kalbindeki odunsu notalar, ilerleyen saatlerde güneşin batışıyla gelen serinliğe karşı örtülen pencerenin yeşil manzarasından uzaklaşıp yanaşılan şöminenin odunsu sıcaklığını yansıtıyor. 5 çayı geleneğinde pencere kenarı dışında en çok tercih edilen yerlerden bir diğeri de şömine önleriydi…

Son bölüme doğru ise iyice ağırlığını koyan bal, bunun yanında tarçın dışındaki ekstra zengin baharatlar ve kakao gibi ekstra gurme notalar ile iyice zenginleşen masamız tamamen doygunluğa ulaşıyor. Kokunun bu bölümü tatlılık oranı yüksek, tarz olarak çok elit ve lüks kokuyor!

Son bölümde koku tam oturduktan sonra ise amber ve paçuliden gelen tok, hafif kirli tonlar ile de sanki ziyafetin ardından ortaya çıkan sofranın son kirli, dağınık hali resmediliyor…

Sonbahar mevsimine ve uniseks bir koku olsa da şık kadınlara daha çok yakışacağını düşündüğüm Serge Lutens’in bu parfümü, bir kültürden beslenen, değişen, dinamik, elit ve lüks kokusuyla takdir edilesi bir iş. Bu parfümü ben, şişeli koleksiyonuma ekler miyim? İleride sosyal hayatımda kullanır mıyım? Sanmam. Ama ileride ve hatta her zaman koklamaktan keyif alacağım bir koku olduğunu söyleyebilirim! Çünkü, Christopher Sheldrake'nin tasarladığı bu koku, Viktoryen ritüeli ve resim sanatındaki bu estetiğini farklı bir estetik biçimde yaşatıyor...
 
Son düzenleme:
Nishane Ege denedim bugün. Tarz olarak wulong CHA ile çok büyük benzerlikleri var. Çay notasinin yerine anason ve deniz kokusu eklediğinizde sanki Ege ortaya çıkıyor gibi. Anason ve deniz kokusu beraber ilerlerken birkaç saat sonunda anason geriye çekiliyor. Sadece deniz teması kalıyor. Güzel bir koku. Ama deniz ve yosun temasından dolayı özellikle arayıp bulmaya calisacagimi zannetmiyorum. :)